Sabahattin Ali (1907–1948)
Kuyucaklı Yusuf
|
6
Tür: Roman
Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 216
ISBN: 975-08-0001-x
|
“Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez’in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf’un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.”
Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikâyesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.
|
Kemal Bilbaşar (1910–1983)
Cemo
|
7
Tür: roman
Sayfa Sayısı: 232
ISBN: 9750702689
|
Cumhuriyet’in ilk yılları… Doğu Anadolu’nun yaman coğrafyasında, aman vermez havasında, bin bir oyunuyla insanı coşturan, yoran doğasında yaşayan bir söylence Cemo. Kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, kara saçları gök ışıltıları taşıyan, çatıldığında hançere dönüşen kaşlarıyla yürek yakan Cemo. Başı eğdirilemeyen, Nuh dedi mi peygamber demeyen Cemo, insanlarına da, hayatına da dişiyle, tırnağıyla sahip çıkan yiğit bir kadın. Doğu Anadolu’da bir masal gibi geçen hayatıyla edebiyatımızın simge isimlerinden biri. Kemal Bilbaşar’ın ağalık düzenindeki insanları, aşiret törelerini, inançlarını, yaşama biçimlerini olanca gerçekliğiyle yansıtan bir dille yazdığı Cemo, unutulmaz roman kahramanları arasında yer almış biri. Bir direnişin son romanı.
Türk Dil Kurumu 1967 Roman Ödülünü kazandı
|
Halide Edib Adıvar (1884–1964)
Sinekli Bakkal
|
8
Tür: Roman
Özgür yayınları
Sayfa Sayısı: 156
ISBN: 9754471053
|
Halide Edib Adıvar’ın en ünlü romanı, önce ‘The Clown and His Daughter’, ‘Soytarı ile Kızı’ adıyla 1935 yılında, Londra’da yayımlanmıştı. Türkçe ilk basımı 1936’da İstanbul’da yapıldı. Birçok yabancı dile çevrilen yapıt 1942’de CHP Roman Armağanı’nı kazandı.
“İlk okuyuşumda, Sinekli Bakkal’ı bir masal-roman gibi okumuş olmalıyım. Öylesi coşkun tatlar anımsıyorum.”Sinekli Bakkal, kuşaktan kuşağa, bütün roman severleri adeta büyülemiş bir romandır. Bu eserde romancı, bir yasam boyu ödeştiği Doğu-Bati sorununa, kültürün, sanatın eşiğinde sentezci yordamlar aranır.
“Fonda, II. Abdülhamit dönemi ve imparatorluk başkenti İstanbul. Bir İstanbul sokağı ki, bugün yerinde yeller esiyor. Ama Halide Edib Adıvar’ın klasikleşmiş denebilecek tasviriyle o sokağı gönlümüzde yine hissediyoruz. “Bir genç kız, Rabia. Bir müzisyen, Peregrini. Bir Mevlevi dedesi, Vehbi Dede. Alaturka ve alafranga musiki… Bunlar hepsi el ele verince, istibdada bile karşı çıkış yolu bulunamaz mı?! “İddiasını bugün de bütün inceliğiyle
koruyan bir roman…” Selim İleri
|
Refik Halit Karay (1888 – 1965)
Gurbet Hikâyeleri
|
9
Tür: Hikâye
İnkılap Kitapevi
Sayfa Sayısı: 79
ISBN: 9751001064
|
Güneş çoktan batmıştı; fakat çiftlik gene, sabah oluyormuş gibi, coşkunluğunu kaybetmeyen bir aydınlık içinde, kuş cıvıltılarıyla dolu, gölgesiz, üzüntüsüzdü.
Sıcak iklimlerin akşamlarında, aslında bizim sabahları duyduğumuz bir gönül açıklığı daha doğrusu, bir yaşama, rahata giriş mutluluğu vardır.
(Kitabın İçinden)
|
Refik Halit Karay (1888 – 1965)
Memleket Hikâyeleri
|
10
Tür: Hikâye
İnkılap Kitapevi
Sayfa Sayısı: 192
ISBN: 9751001064
|
Memleket Hikâyeleri Türk edebiyatında Anadolu’nun ilk hakiki hikâyeleridir. Anadolu “Memleket Hikâyeleri’nde bütün gerçek varlığı ve iç dünyasıyla karşımıza getirilmiştir.
( Boğaz içinin Anadolu kıyısındaki ıssız, bayır ve yarı boş köylerinden birinde bir akşamüstü Hayrullah efendi evini düşünerek bayırı çıkıyordu. Tam evine yaklaştığı anda anlına bir silah dayandı ve bir ses; – Cüzdanını ver dedi. Hayrullah Efendi de mecburen cüzdanını verdi. Cüzdanda yedi yüz elli bin olduğuna rağmen hırsız beş bin aldı ve cüzdanı yere attı. Sonrada oradan koşarak ayrıldı. Hayrullah Efendi de meraklandı ve hırsızın peşine düştü. Bir bakkala kadar izledi.) (Kitabın İçinden)
|
Memduh Şevket Esendal (1883–1952)
Ayaşlı ile Kiracıları
|
11
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 248
ISBN: 9754940517
|
‘Memduh Şevket Esendal Bütün Eserleri’ dizisinin ilk kitabı olan ‘Ayaşlı ile Kiracıları’, yazarın en önemli yapıtlarından biridir. 1946 CHP Roman Ödülü’nü de alan yapıtta Memduh Şevket Esendal, cumhuriyetin ilk yıllarındaki Ankara’dan bir kesit sunar. Eğitimleri, uğraşları, dünya görüşleri farklı insanların ilişkilerini büyük bir ustalıkla sergiler; onların kişiliklerinde, dönemin bütün özelliklerini yansıtır. Memduh Şevket Esendal, Ayaşlı ile Kiracıları’nda olduğu gibi diğer romanlarında ve öykülerinde de, bireysel öğelerden bir bütüne ulaşmanın en güzel örneğini verir. Yalın ve akıcı bir dili vardır. Haklı olarak yazın tarihimizde önemli bir yer edinmiştir.
|
Ahmet Hikmet Müftüoğlu (1870–1927)
Çağlayanlar
|
12
Tür: Hikâye
Ötüken Neşriyat
Sayfa Sayısı: 144
ISBN: 975-437-090-7
|
“Çağlayanları bir kitap tanıtma yazısının bilinen ölçülerine göre inceleyip, değerlendiremem; elimden gelmez. Sırf aklının sağlamlığına güvenip yazanın noksanını bulmak güç değildir, yalnız öğrendiğini satanın yanlışını yakalamak daha da kolaydır. Ama aşk ile coşan bir Çağlayanın sürükleyici gücüne karşı kim durabilir! Müftüoğlu Ahmet Hikmet, sanki bir kitap yazmamış da sayfalarının arasına yüreğini yerleştirmiş. Hâlâ diri bir yürek, hâlâ büyük bir yürek! Öyle bir yürek ki, katıksız bir imanın beslediği ölümsüz ve kocaman bir sevgi ile çarptığını hâlâ duyabilirsiniz; azıcık bir kabiliyetiniz kalmışsa, ıstırabı ile hâlâ tutuşabilirsiniz; Böyle bir kitap için ne yazılır, hele bencileyin bir garip ne yazabilir… Hiç!.. Sadece okunmasını isterim.”
(Galip Erdem)
|
Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864- 1944)
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç
|
13
Tür: Roman
Özgür yayınları
Sayfa Sayısı: 376
ISBN: 9754470456
|
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (Evlenme)’de 1910 Halley kuyruklu yıldızının dünyaya yaklaşmasıyla, bu olayın İstanbul’da yarattığı heyecan anlatılır. Yazar bu olayı eğlendirici bir anlatımla verirken, bilimin ve düşüncenin savunmasını da yapmaktadır.
|
Halide Edib Adıvar (1884–1964)
Mor Salkımlı Ev
|
14
Tür: Roman
Özgür yayınları
Sayfa Sayısı: 301
ISBN: 9754470766
|
Mor Salkımlı Ev, yakin tarihimizin ruh iklimini anlamak, kavramak ve o iklimde yasamak açısından essiz bir ani kitabidir. Burada Halide Edib, kendi çocukluğunu, yetişme yıllarını, ilk yazılarını, ilk evliliğini, esinden ayrılışını, Milli Mücadele’ye hangi sebeplerle başlandığını kaleme getirirken; bir yandan da imparatorluğun son dönem peyzajını çizer.
Bu eser, ‘Hürriyet İmtihanı’ndan kim bilir kaç kez alnının akıyla geçmiş bir yazarın, o hürriyet imtihanına savruluş çağını dile getirmektedir.”
Selim İleri
|
Reşat Nuri Güntekin (1889–1956)
Çalıkuşu
|
15
Tür: Roman
İnkılap Kitapevi
Sayfa Sayısı: 408
ISBN: 9751000122
|
ÇALIKUŞU, Reşat Nuri Güntekin’in en yaygın ününü kazandığı ilk romanı. Romanda, iyi öğrenim görmüş bir İstanbul kızının, Anadolu’nun çeşitli köy ve kasabalarında öğretmen olarak yaşadığı serüven anlatılır. Dekorun yer yer büyük bir güç taşımasına karşın, Çalıkuşu duygusal bir sevgi öyküsüdür. Serüven yönü ağır basan bu romanda, kişilerin duygu dünyaları, ülke gerçeklerinden soyutlanmadan verilir. Çalıkuşu, her yaştan insanın rahatlıkla okuyup sevebileceği önemli romanlarımızdan biridir. Feride, güzel insanların sevgilisidir. Çalıkuşu bir ışıktır…
|
Reşat Nuri Güntekin (1889–1956)
Anadolu Notları
|
16
Tür:Seyahat (Gezi yazısı)
İnkılap Kitapevi
Sayfa Sayısı:287
ISBN: 9751002850
|
Reşat Nuri Güntekin’in, Anadolu’nun sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili çeşitli gözlemleri. Yazar, Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişliği sırasında, uzun yıllar boyu Anadolu’da yaptığı gezilerin sağladığı gözlemlerinden bir bölümünü bu kitapta toplamıştır. Özellikle Anadolu’da sık sık rastlanan tuluat tiyatrolarına da değinilen kitap, yazarın çeşitli yazılarından oluşuyor.
|
Peyami Safa (1899–1961)
Fatih Harbiye
|
17
Tür: Roman
Ötüken Neşriyat
Sayfa Sayısı: 128
ISBN: 975-437-023-0
|
Yazar bu romanında Tanzimat` tan kopup gelen, Millî Mücadelede ve sonraki yıllarda alevlenen batılılaşma hareketlerinin Türk tipindeki ve cemiyetindeki etkilerini incelemektedir.
|
Peyami Safa (1899 – 1961)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
|
18
Tür: Roman
Alkım Yayınevi
Ötüken Neşriyat
Sayfa Sayısı: 124 -110
ISBN: 9756363827
|
Roman, yalnız ve hasta bir çocuğun ızdırabını, çocukça aşkını ve kıskançlığını; mutlu olmak isteyen bir genç kızın temiz sevgisini; inanmak arzusu bütün benliğini saran bir insanın kuruntularını ve çıplak hastane duvarı gerisindeki hıçkırıklarını anlatır.
İnsanın ruhuyla bedeni arasındaki korkunç ilişkiyi anlatıyor Peyami Safa. Mutlulukların ve felaketlerin bu derece kuvvetli anlatılabilmesi unutulmaz klasikler arasına sokuyor bu kitabı. Çünkü sevildiğini hissetmenin yarattığı mucizeler var bu sayfalarda.
|
Kemal Tahir (1910 – 1973)
Esir Şehrin İnsanları
|
19
Tür: Roman
İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 464
ISBN: 9752730760
|
‘Esir Şehir Üçlemesi’ edebiyatımızın güçlü ve klasikleşmiş ismi Kemal Tahir’in başyapıtlarındandır. Her büyük ve klasik yapıt gibi, bir ya da birden çok problematiği mükemmel bir biçimde işleyen bu nehir roman dizisinin ilk kitabı olan ‘Esir Şehrin İnsanları’nda Kemal Tahir, Mütareke Dönemi Osmanlı aydınının ve İstanbul’unun destansı direnişinin ve mücadelesinin benzersiz bir fotoğrafını çekmektedir.
Kurtuluş Savaşı öncesinin anlatıldığı pek çok roman yazılmıştır kuşkusuz, ama hiçbiri bu denli edebi ve ölümsüz olamamıştır.
‘Türkiye’yi, Türkleri sahiden tanımak isteyen yerli yabancı herkes Kemal Tahir’i okumak, anlamak zorundadır.’ (Halit Refiğ)
|
Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) (1890 – 1973)
Aganta Burina Burinata
|
20
Tür: Roman
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 208
ISBN: 9754941882
|
‘Balıkçılar, sünger avcıları, dalgıçlar, gemiciler… Halikarnas Balıkçısı‘nın hikaye ve romanlarıyla gelen bu tipler, sadece edebiyata ilk kez geldikleri için ilginç değillerdir. Balıkçı, denize bağlı olarak, güzelliği, özgürlüğü, başkaldırıyı, insanoğlunun geçmişteki ve gelecekteki arayışlarını, kayıplarını, bunalımlarını, korkularını, ışığı kırar gibi kendiliğinden alabildiğine etkin bir anlatımla ortaya koyarak, çağdaş insancıl bakışla eski uygarlıklar arasındaki bağları göstermiştir.’
|
Sait Faik Abasıyanık (1906 – 1954)
Kumpanya / Kayıp Aranıyor
|
21
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 240
ISBN: 9754941211
|
Bu kitap, Sait Faik’in, üç öyküden oluşan ‘Kumpanya’ kitabıyla, roman diyebileceğimiz uzun soluklu bir öykü olan ‘Kayıp Aranıyor’u bir arada okuma şansını veriyor. Tuluat tiyatrolarımızın, bütün yönleriyle anlatıldığı ‘Kumpanya’daki diğer iki öykü, toplumsal eleştiri, insanın değeri üzerinde bazı tartışmalar ve Grenoble yaşamından alınmış görüntülerle örülmüştür.
‘Kayıp Aranıyor’da; yalansız, dolansız, özgür bir yaşayışı özleyen; çevresine, törelere önem vermeyen ve mutluluğu arayan Nevin’in yaşamı, bir bakıma Sait Faik‘in yaşamıdır. Nevin, bulamadığı mutluluğun ardında geçen yaşamından, kayıplara karışarak kurtulur. Sait Faik de ölümle uzaklaşmıştır bu arayıştan.
|
Samim Kocagöz (1916–1993)
Kalpaklılar
|
22
Tür: Roman
Dünya Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 352
ISBN:
|
Kalpaklılar, Samim Kocagöz’ün Kurtuluş Savaşımızı destansı bir dille anlattığı, tarihimizin önemli bir bölümüne tanıklık eden yaşamış kahramanların da yer aldığı belgesel bir roman.
Doludizgin’le bir bütün oluşturan Kalpaklılar’da Kurtuluş Savaşı, İzmir’in işgalinden başlanarak anlatılıyor. Bağımsızlık hareketi, iç ayaklanmalar, Kuvayı Milliye ruhu, Kurtuluş Savaşı’nın örgütlenme evresi Kalpaklılar’da; sonraki zorlu dönem ise Doludizgin’de veriliyor. Kocagöz, çocukluğunun bu zor günlerini sadece kendi çocuk gözüyle değerlendirmemiş; Kalpaklılar’ı belgelere dayandırarak ve tanıklardan dinleyerek oluşturmuştur.
Kurtuluş Savaşı’nda, Kuvayı Milliyecilerin sembolü durumuna gelen ‘kalpak’, Samim Kocagöz’ün romanına ad olmuştur; çünkü Kurtuluş Savaşı serüveninin ayrıntılarıyla işlendiği bu romanın ana izleklerinden olan Kemalistlerle padişah yanlıları, başlarındaki sarık veya kalpakla birbirinden ayırt edilirmiş. Kocagöz’ün böyle güçlü bir simgeyle adlandırdığı romanı, okuyucuya her satırda tarihin sayfalarını yavaş yavaş açarken gösterilen özeni ve duyarlılığı hissettirir. Böylece Kurtuluş Savaşı anıları, Samim Kocagöz’ün elinde her yönüyle işlenilen destansı bir romana dönüşmüştür.
‘Samim Kocagöz’ün asıl başarısı, birbirini tamamlayan sayısız olayı romanın gelişimi içinde birbirine bağlayarak kimi savaş sahnelerinde, ‘ateş hattı’ndaki insanı kişi olarak da koyabilmesidir.’ (Şükran Kurdakul)
|
Bahaettin Özkişi (1928–1975)
Sokakta
|
23
Tür: Roman
Ötüken Neşriyat
Sayfa Sayısı: 152
ISBN: 9754370087
|
‘Sokakta’,1975 yılı ‘Peyami Safa Roman Yarışması’nda ‘Başarı Ödülü’ almış bir eser.
Konusunu geçtiğimiz son yüzelli yıldan alan bu kitapta, aldatılmış insanlığın hikâyesi, bir kenar sokakta meydana gelen olaylara anlatılmaya çalışılmış. Şu var ki, karamsar değil yazar. Sanki, birbirine zıt kuvvetlerin ortaya çıkaracağı mutlulukları inançla bekliyor.
|
Necati Cumalı (1921 – )
Tütün Zamanı
|
24
Tür: Roman
Çağdaş Yayınları
Sayfa Sayısı: 255
ISBN:
|
Edebiyatın her dalında verdiği birbirinden başarılı ürünlerle Çağdaş Türk Sanatının önde gelen adlarından biri olan “Necati Cumalı”, “Tütün Zamanı” genel adı altında düşündüğü üçlünün ilk romanı “Zeliş”te çarpıcı bir aşk öyküsünü eksen alarak tütün ekicilerinin özel yaşayışlarını yansıtıyor. Romanın yayınlandığı günden beri aşkını, aile çevresine bütün bir kasaba halkına karşı, tek başına, cesaretle savunan “Zeliş” Türk Edebiyatının en sevilen kadın kahramanlarından biri oldu. 1960’ta sinemaya 1973’te televizyona aktarılan “Zeliş”, arkası yarın programına uygulanarak Türkiye radyolarında tekrar tekrar yayımlandı.
|
Tarık Buğra (1918–1994)
Küçük Ağa
|
25
Tür: Roman
İletişim Yayınları
Sayfa Sayısı: 479
ISBN: 9750501985
|
Küçük Ağa, Kurtuluş Savaşı yıllarında, siyasal karar ve tartışma merkezlerinin uzağında, Kuvvacı/Millici denilen, ama ne oldukları, neyi temsil ettikleri pek bilinmeyen birilerinin açtığı savaşa katılıp katılmamanın vebalini tartarak bir karar verme durumunda kalan insanları anlatır. Asırlardır sadece “halife-i ruyi zemin”in, padişahın açtığı sancağın altında savaşılacağı bilgi ve inancıyla yaşamış taşra insanlarının, halife-padişah çağrısının yokluğunda ve işgal haberleri yayılırken yaşadıkları ikilemlerin, açmaz ve iç çalkantıların, kendileri ve kaderlerine sahip çıkma hakkında yeniden düşünmek zorunda kalışlarının hikâyesidir. Tarık Buğra’nın kendi deyişiyle Küçük Ağa, destanlara yakışır bir konuyu ele almasına rağmen, destan değil, gerçekliği anlatan bir romandır. İttihatçıların ve Kuvvacıların değil, inanç ve gelenek kalıtıyla baş başa, ilk kez kendisi ve kendi adına geleceği için karar vermeye çalışan bir ahalinin “kahraman”ı olduğu bir roman. Şimdilerde Küçük Ağa’yı okumak, güncelliğini bir kez daha kazanmış bir öyküyü, sorunsalı yeniden okumak demektir
|
Fakir Baykurt (1929–1999)
Kaplumbağalar
|
26
Tür: Roman
Adam Yayınları
Sayfa Sayısı: 352
ISBN: 975-418-402-x
|
Kaplumbağalar Türk köylüsünün yaratıcı gücüne inancın romanıdır; hiç sürülmemiş, üzerinde ot çöp kalmamış, pur taşlarıyla dolu topraklarda bağ yetiştirenlerin (…) Bozkırın rengini değiştirenlerin romanı… Fakir Baykurt köylülerin yaratıcı gücünü gösterebilmek için, kavganın tabiatla insan arasında olmasına özellikle önem vermiş; köylülerin ‘kara toprağın rengini değiştirmek’ için giriştikleri mücadelede bir sınırlayıcı güçle karşılaşmamalarını istemiş. Alevi köyünü seçmesi sanırım bundan: Ağa da yok. Egemen güçlerin temsilcisi, çıkar koruyucusu bir muhtar da yok; Muhtar Battal, köylülerin ortak çıkarları için, köylülerle birlikte çalışan herhangi bir köylü.
|
Orhan Hançerlioğlu (1916–1991)
Bordamıza Vuran Deniz / Yedinci Gün
|
27
Tür: Roman
Remzi Kitabevi
Sayfa Sayısı: 192
ISBN: 9751407281
|
Bordamıza Vuran Deniz
Antep’ten İstanbul’a göçen bir ailenin beş çocuğundan her biri, aradan geçen yirmi beş yıl içinde, kendine farklı bir hayat yolu çizmiştir. Kardeşlerden yalnızca Sedat ve Vedat kendi özkimliklerini sorgular, ikisi de benlik yitimine karşı kendi yöntemleriyle mücadele ederler… Ama aralarından biri, mücadeleden kendi isteğiyle vazgeçecektir…
Yedinci Gün
Ömer, Bakanlıkta Müsteşar’a bağlı olarak çalışmaktadır. Düzenli bir hayatı vardır. Ama öldürücü rutinlikten sıkılmakta, adeta boğulmaktadır. Ve bir gün Müsteşar’ın suratını üç yumrukta darmadağın edip, İstanbul uçağına tek gidiş bir bilet alır. Uçak bulutların üzerinde yükselirken, Ömer’in önünde çok farklı bir kimliğin kapıları aralanmaktadır. (Arka Kapak)
|
Cahit Uçuk (1909–2004)
Türk İkizleri
|
28
Tür: Roman
Bilge Kültür Sanat
Sayfa Sayısı: 270
ISBN: 9758509500
|
Kitabın kapağını açar açmaz bir sevgi ve güzellik bulutu sizi sarıveriyor. Anadolu’nun şirin bir köyünde yaşayan babasızlığın ezikliğini kalplerinde duyan ama hayata dört elle sarılan ikiz kardeşler Durak ve Parlak’ı tanıyıp da sevmemek mümkün mü?
Fatma bibi ve ikizlerin hikâyesi böylesine güzel, böylesine seçkin ki, ülkemiz sınırlarını aşıp dünya edebiyatına mal olmuş.
Hepimizin böyle sıcak, sevgi ve dostluk yüklü satırları okumaya ihtiyacı var. Hele tatlı bir sürprizle sona eriyorsa…
‘Milletlerarası Andersen Çocuk Kitapları Ödülünün şeref listesinde iki yıl önce Eflatın Cem Güney’in ‘Açıl Sofram Açıl’ adlı masalı, bu yıl da Cahit Uçuk’un ‘Türk İkizleri’ adlı romanı yer aldılar. Büyükler için yazılan romanlarımızın hiçbiri böyle, milletlerarası ödüller kazanamazken, iki çocuk kitabının ardı ardına şeref listesinde yer almasını büyük bir ‘kültür zaferi olarak selamlamalıyız. Vedat Nedim Tör-Tercüman Gazetesi,1958
‘Türk İkizleri’ İngiltere’de ve bütün İngilizce konuşan memleketlerde okunuyor. 1958’de Avustralya Milli Eğitimi tarafından okul eğitim öğretimi için, radyo-televizyon yayınları programına da alınmıştır. Son zamanlarda ‘Türk İkizleri’nin Münih’de The National Section for the Hans Christian Andersen – Award teşkilatı tarafından açılan yarışmada ‘Onör=Şeref’ ödülü aldığı bildiriliyor.
|
Rıfat Ilgaz (1911–1993)
Karartma Geceleri
|
29
Tür: Roman
Çınar Yayınları
Sayfa Sayısı: 219
ISBN: 9753480245
|
Karatma Geceleri, 1944 lerin İstanbul unda, Alman milliyetçiliğinin arttığı, dünyayı ateşe veren savaşın kapımıza dayandığı günlerde, hakkındaki iki tutuklama kararıyla İstanbul sokaklarına sığınan bir kişinin serüven dolu yaşamını anlatıyor. Karartma Geceleri, Rıfat Ilgaz’ın anılarından kaynaklanır ama, bir anı-roman değildir. Anılar harmanlanıp bir zaman kurgusunda yeniden oluşturulmuştur. Yurdumuzda ve uluslararası yarışmalarda birçok birincilik ödülü alan Karatma Geceleri’nin filmi de, romanı kadar büyük bir ilgi görmüştür. …
|
Aziz Nesin (1915–1995)
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
|
30
Tür: Roman
Adam Yayınları
Sayfa Sayısı: 344
ISBN: 975-418-094-6
|
Yaşar Yaşamaz adlı bir kişinin küçüklüğünde nüfusluğundaki bir hatadan dolayı başından geçen garip olayları anlatıyor.
|
Yaşar Kemal (1926 -)
İnce Memed 1
|
31
Tür: Roman
Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 436
ISBN: 975-08-0714-6
|
Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü, düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova’nın öyküsüdür. Yaşar Kemal’in söyleyişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş” bir insanın, “mecbur adam”ın romanı.
Abdi Ağa’nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa’nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe’yi kaçırır. Abdi Ağa’yı yaralayan, yeğenini de öldüren Memed eşkıya Deli Dudu’ya katılır, ancak kıyıcılığına katlanamadığı Deli Dudu’dan iki arkadaşıyla birlikte ayrılır. Memed, sıradan bir köy çocuğuyken, zulmedenler için eşkıyaya, köylüler içinse bir kurtarıcıya dönüşür.
“Bir yaşam biçimini bir halkın portresi olarak böylesine veren bu romandan daha iyisi yazılamazdı.”
The New York Times Book Review, (A.B.D.)
“Şaşırtıcı, orijinal bir kitap.”
Sunday Times, (İngiltere)
“Epik boyutlara ulaşan ve muhteşem bir sona ulaşmak için hız kazanan öyküye kendinizi kaptırıyorsunuz.”
Sunday Times, (İngiltere)
“Yaşar Kemal, şaşılacak ölçüde yaratıcı.”
The Bookseller, (İngiltere)
“Yaşar Kemal, karakterlerini unutulmaz, seçkin ve gerçek hayattan daha da gerçekçi kılan detay zenginliği ile Rus edebiyatının kalitesine ulaşıyor.”
Sunday Telegraph, (İngiltere)
|
Orhan Kemal (1914–1970)
Eskici Dükkânı
|
32
Tür: Roman
Epsilon Yayınevi
Sayfa Sayısı: 374
ISBN: 9753316607
|
‘Eskici Dükkânı’, Orhan Kemal’in, ırgatlık ve el işçiliğinden fabrika işçiliği ve makineleşmeye doğru yol almakta olan toplumda, gitgide yoksullaşan bir ailedeki kuşak çatışmalarını ve bireyin sıkıntılarını birkaç katmanda anlattığı bir roman.
Yaşlı, küfürbaz Topal Eskici, el bebek gül bebek büyütülmüş bir ağa torunuyken savaşa gitmiş; Trablus’tan bir bacağını kaybetmiş olarak döndüğünde, hayata çok aşağılardan başlamak zorunda kalmıştır. Öfkeli, uyumsuz kişiliğine ve çocuklarını sürekli itip kakmasına rağmen, çözülmeye doğru giden ailesini bir arada tutma kaygısıyla, üç kuruş kazanmak için didinip durmaktadır. Çocukları ise babalarının boyunduruğundan kurtulmak istedikleri halde, bir türlü ataerkil aile düzenini kırıp özgür olamazlar. Sonunda her biri kendince bir hayale kapılan aile bireyleri, Çukurova’ya pamuk toplamaya giden büyük oğulla karısının peşine takılır. Sonra… Sivrisinekler, açlık, sıtma…
Ancak ‘kara gün kararıp gitmez’ Orhan Kemal kitaplarında, her zaman bir yerlerden sızan bir umut ışığı vardır…
|
Orhan Kemal (1914–1970)
Baba Evi – Küçük Adamın Romanı 1
|
33
Tür: Roman
Epsilon Yayınevi
Sayfa Sayısı: 104
ISBN: 975331717-4
|
Kurtuluş Savaşı’na gönüllü olarak katılmış olan hukukçu baba, savaştan sonra iktidarla çatışınca, kalabalık ailesiyle birlikte Beyrut’a kaçmak zorunda kalmıştır. Orada ufak bir lokanta açar ve iki oğluyla birlikte çalışmaya başlar. Ancak işler kötü gider ve aile geçinemez hale gelir; üstelik baba ağır bir hastalığa yakalanmıştır. Aile çocukların kazandığı üç-beş kuruşla hayatını sürdürmeye çalışırken, babasının baskısından bunalan -aslında çok genç yaştaki- büyük oğul işten atılır, bir türlü yeni iş bulamaz, ailenin yükünü tek başına taşıyan kardeşiyle çatışmaya başlar. Sonunda babasını razı ederek yurda -Adana’ya- geri döner. Hala yoksuldur ama baskıdan kurtulmuş, yaşama sevincini yakalamıştır; arkadaş edinir, futbolda başarı kazanır ve hayatına kızlar girer…
Tıkanmış yaşamlarında bireysel çıkış arayan küçük insanları anlatan “Küçük Adam’ın Romanı” dizisinin birinci kitabı olan ‘Baba Evi’, Orhan Kemal’in yokluk içinde, aile baskısıyla geçen çocukluğunun, ilk gençliğinin öyküsü.
|
Ömer Seyfettin (1884–1920)
(Falaka / Kaşağı / And / Boş İnançlar)
Bütün Eserleri 8
|
34
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 144
ISBN: 9754940827
|
Ömer Seyfettin Bütün Eserleri dizisinin sekizinci kitabında, yazarın çocukluk ve anılarından yararlanarak kaleme aldığı çok ünlü ve çok sevilen beş hikâyesi ile, yakın zamanlara kadar kaybolduğu sanılan ve birkaç yıl önce tekrar bulunan Balkan Savaşı Günlüğü bir araya getirilmiştir.
|
Ömer Seyfettin (1884–1920)
Eski Kahramanlar (Pembe İncili Kaftan / Başını Vermeyen Şehit / Topuz
Forsa / Ferman) Bütün Eserleri 2
|
35
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 144
ISBN: 9754940290
|
Ömer Seyfettin, Birinci Dünya Savaşı yıllarında halkın yiğitlik duygularını coşturmak amacıyla, konularının çoğunu eski tarihlerden aldığı Eski Kahramanlar başlıklı tarihi epik hikâyelerle, konularını Çanakkale Savaşı’ndan aldığı Yeni Kahramanlar başlıklı çağdaş epik hikâyeler yazmıştır. Yenilgiyle sona eren savaş ertesinde artık yiğitlik hikâyeleri yazmanın anlamı kalmayınca, Zamane Yiğitleri genel başlığı altında İstanbul kabadayılarını ele alarak, eski yiğitlerle zamanın kof yiğitlerini karşılaştırma olanağı hazırlamıştır.
|
Ömer Seyfettin (1884–1920)
Bomba
Bütün Eserleri3
|
36
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 152
ISBN: 9754940320
|
Bomba, Ömer Seyfettin’in hikâye kitapları arasında, gördüğü ilgi bakımından en başta gelenlerinden biridir. Bu kitapta Ömer Seyfettin’in sınır boyu hikâyeleri bir araya getirilmiştir.
|
Ömer Seyfettin (1884–1920)
Yalnız Efe
Bütün Eserleri 7
|
37
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 176
ISBN: 9754941815
|
Yalnız Efe yazarın, İstanbul ve taşra hayatını, gündelik hayat içerisinde rastlanan çeşitli tipleri ele alıp işlediği birçok hikâyesinin yer aldığı bir derlemedir. Derlemeyi oluşturan öykülerde, yazarın gerçekçi anlatımı, zaman zaman ince bir alay, etkili bir taşlama niteliğini kazanır.
|
Ömer Seyfettin (1884–1920)
Aşk Dalgası( Bahar ve Kelebekler / İlk Düşen Ak )
Bütün Eserleri 9
|
38
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 152
ISBN: 9754940312
|
Yazarın en ünlü hikâyeleri arasında sayılan Bahar ve Kelebekler, İlk Düşen Ak ve Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür’ün de bulunduğu bu derleme; imparatorluğun son yıllarındaki İstanbul yaşantısından, özellikle bazı tatlısu frengi çevrelerinden ilginç tipler, başarılı kesitler vermektedir.
|
Ömer Seyfettin (1884–1920)
Beyaz Lale (Zamane Yiğitleri / Yeni Kahramanlar)
Bütün Eserleri 10
|
39
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 176
ISBN: 9754941505
|
Ömer Seyfettin’in Bütün Eserleri dizisinin onuncu kitabında yazarın, işkence ve katliamla yurtlarından sürülmeye ve yok edilmeye çalışılan Balkan ülkelerindeki Türklerle ilgili hikâyeleri biraraya toplanmıştır.
|
Ömer Seyfettin (1884–1920)
Gizli Mabet
Bütün Eserleri 11
|
40
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 144
ISBN: 9754943435
|
Ömer Seyfettin Gizli Mabet’te, çağı ve koşulları ne olursa olsun bir toplumun önemi hiçbir vakit azalmayan çelişkilerini sergiliyor. Birbirinden ilginç konuların ince bir duyarlılıkla yoğrulduğu öyküler toplamıdır Gizli Mabet.
|
Sait Faik Abasıyanık (1906–1954)
Son Kuşlar
|
41
Tür: Hikâye
Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 102
ISBN: 975-08-0487-2
|
“…Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi.”
“…Bir başka uçağın sesi gelmeye başladı. Bizim Ada, uçakların, üstünden geçtikleri bir yol güzergâhı olmalı ki, hep ya üstümden ya da solumdan geçip gidiyorlar. Kedi sustu. Köpeğim gözünü kapadı. Karga sesleri geliyor şimdi de. Vaktiyle bu Ada’ya bu zamanda kuşlar uğrardı. Cıvıl cıvıl öterlerdi. Küme küme bir ağaçtan ötekine konarlardı. İki senedir gelmiyorlar. Belki geliyorlar da ben farkına varmıyorum. Sonbahara doğru birtakım insanların çoluk çocuk ellerinde bir kafes, Ada’nın tek tepesine doğru gittiklerini görürdüm. İçim cız ederdi.”
Sait Faik Abasıyanık’ın “Son Kuşlar” adlı hikâyesinden
“Son devir hikâyecileri içinde en çok beğendiğim bir genç yazardır. Türkçesi de çok mübalağalı değildi, tabii idi. Kendine has bir konuşması ve yazması vardı.”
Halide Edip Adıvar
|
Sait Faik Abasıyanık (1906–1954)
Mahalle Kahvesi
|
42
Tür: Hikâye
Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 105
ISBN: 975-08-0489-9
|
“Yazın bu küçük mahalle kahvesinin bahçesine sık sık gittiğim için, karayelin, tipinin çılgınca savrulduğu akşam, içeriye girdiğim zaman yadırganmadım. Kahve sapa bir yerde idi. Yapraklarını dökmüş iki söğüt ağacı ile üzerinde hâlâ üç dört kuru yaprak sallanan bir asmayı kar öyle işlemişti ki bahar akşamları, yaz geceleri pek sevimli olan bahçenin mora kaçan beyaz bir ışıkla dibinden aydınlık haldeki güzelliğine, girerken şöyle bir göz attığım halde camın kenarına yerleşip de buğuları silince uzun zaman daldım, hem sevdalandım. Bu mor ışık o kadar çabuk koyulaştı ki kahve daha ışıkları bile yakmamıştı. İnce belli çay bardaklarının en güzelini önüme bırakıp giden kahveci:
— Kışın da güzel değil mi, bahçe? dedi. Bahçedeki mavi boyalı kasımpatılarının üzerine birikmiş karları gösterdi.
— Morukların söylenmeyeceğini bilsem ışıkları daha yakmazdım ya, dedi, neredeyse homurdanmaya başlarlar.”
Sait Faik Abasıyanık’ın “Mahalle Kahvesi” adlı hikâyesinden
“Onun dünya nimetlerine dört elle sarılan yaşamak hırsını, şu dünyanın toprağını, suyunu, yemişini ve güneşini yudum yudum tadarken duyduğu yaşama sevincini düşünüyorum da, Sait Faik’siz edebiyat bana kasvetli geliyor.” Sabri Esat Siyavuşgil
|
Yusuf Atılgan (1921–1989)
Anayurt Oteli
|
43
Tür: Roman
İletişim Yayınları
Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı:140
ISBN: 97536300664
|
İnsanlar arasındaki iletişimsizliğin korkunç sonuçlarıyla somutlanışı. “Sıradan insanlar”ın kavranması zor iç dünyaları. Çağımız insanının bireysellikten toplumsallığa, yöresellikten evrenselliğe uzanan kimlik arayışı. Çağdaş Türk edebiyatının, özgünlüğü ve önemi gün geçtikçe anlaşılan yazarı Yusuf Atılgan’ın, edebiyatımız açısından getirdiği yenilikler ve değeri gün geçtikçe anlaşılan romanı. İnsanın durmadan kaçtığı soruların cevaplarını arama çabasının ürünü.
“Ne ölü, ne sağ” bir yaşamın kahramanı Zebercet. Gözünü ilk açtığı ve yaşadığı Anayurt Oteli’yle aynı kaderi paylaşıyor: Birbirine benzeyen geçici ilişkilerle geçen günler, yalnız ve tek başına sürüklenen bir hayat. Gecikmeli Ankara treniyle gelen -adını bile bilmediğimiz- kadın otelde bir gece kalır ve Zebercet’in de, Anayurt Oteli’nin de sessiz akıp giden günlerinin içeriği değişir. Küçük ayrıntıların tekdüze şaşmazlığında nerdeyse takıntılarla sürüklenen bir yaşamın öfkesi de, çaresizliği de büyük oluyor. Türk edebiyatının unutulmaz bir tipi ve unutulmaz bir mekanı.
|
Salâh Birsel (1919–1999)
Boğaziçi Şıngır Mıngır
|
44
Tür: Deneme
Sel yayınları
Sayfa Sayısı: 456
ISBN: 9755701915
|
Boğaziçi, Dünya Coğrafyasının en güzel kesitlerinden biri. Doğanın, Tarihin ve Şimdiki Zaman’ın benzersiz bir alaşımı. Üzerine çok şey yazıldı iki bin yıldır, ama Salâh Birsel’in ‘Boğaziçi Şıngır Mıngır’ı başka: Günün her saatinde nasıl renk değiştiriyorsa, Birsel’in üslubu da öyle.
Enis Batur (arka kapak)
|
Orhan Kemal (1914–1970)
72’inci Koğuş
|
45
Tür: Roman
Tekin Yayınevi
Sayfa Sayısı: 102
ISBN: 975-478-199-0
|
Toplum düzensizliğinden gelen birer itilişle 72’nci Koğuş’a düşmüş insanlar, sefaletin, insan haysiyetsizliğinin uçurumlarına yuvarlanmışlardır. Ama yuvarlanmışlardır ne olursa olsun. Yuvarlanmışlar, insanlıklarından çok şeyler kaybetmişlerdir. İtilmek, kakılmak, hor görülmek… Ellerine üç beş kuruş sıkıştırıldığı zaman, gözlerini kırpmadan birbirlerini kahpece vurabilirler. Bütün bunlar yalnız 72’nci Koğuş’ta değil, yaşadığımız dünyanın neresinde olursa olsun böyledir. ‘Aç it fırın yakar…’ 72’nci Koğuş, somut olduğu kadar soyut bir dramdır derim. Onda yalnızca Kaptan’ın, Berbat’ın ve ötekilerin değil, insanoğlunun olanca kirliliği yanındaki gururu, direnişi, kafa kaldırışının destanı vardır. Ya da ben böyle bir şey yapmak istedim. Orhan Kemal
(Arka Kapak)
|
Cemil Meriç (1916–1987)
Bu Ülke
|
46
Tür: Deneme
İletişim Yayınları
Sayfa Sayısı: 339
ISBN: 9754702810
|
Meriç’in “aynı kaynaktan fışkırdılar” dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. Bir çağın, bir ülkenin vicdanı olmak isteği Meriç’in bütün çabasına her zaman yön vermiştir: “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği.” Bu Ülke, Meriç’in sürekli etrafında dolandığı Doğu-Batı sorunu yanında, sol-sağ kutuplaşmasına ve kalıplaşmasına ilişkin önemli tesbit ve aforizmalarını da içeriyor.
|
Haldun Taner (1916–1986)
Onikiye Bir Var ( Sancho’nun Sabah Yürüyüşü / Gülerek Ölmek )
|
47
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 184
ISBN: 9754940452
|
Haldun Taner bu kitabında, zamanı durdurmanın çaresi olmadığını, onun yine her zamanki gibi akıp gideceğini; buna karşın bu geçişin iyice hissedilmesini, adım adım bilincine varılarak şimdiki zamana gelinmesini ister.
“Yazarın ince, alaycı zekası, oyun aletlerini çok iyi kullanan bir cambazın maharet ve ustalığı hikayenen hemen her cümlesinde kendini hissettiriyor.”
-Mehmet Kaplan-
“Taner’in en belirgin niteliklerini üç temelde toplayabiliriz. Önce dile ve anlatıma çok egemen, gözlemlerinde çok başarılı bir usta. Sonra insanın kişisel duygular evreni ile felsefenin temellerini kaynaştırmış, olaylara ve kişilere göre otantik hava veren bir düşünür. Nihayet yırtıcı ve alaycı da olsa, derinden derine insan sevgisini, hümanizmayı hiç yitirmeyen keskin ama örtülü bir mizahçı.”
-Muhtar Körükçü-
Ödül: 1955 Sait Faik Öykü Ödülü
|
Haldun Taner (1916–1986)
Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu / Ayışığında Çalışkur
|
48
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 204
ISBN: 9754943486
|
Yağmurlu bir günün sabahında, yorgun da olsa görevini yerine getirmeye gayret eden Kalender adlı bir atın öyküsü anlatılır bu kitapta… Çok sık kişneyen, bu yüzden de bazı olaylara sebebiyet veren Kalender, o gün belediyenin meydana koydurduğu aynada kendini gördü ve kişnemedi. Hayaline ters ters bakıp, ağırbaşlılıkla, temkinli ve efendi efendi yoluna devam etti.
“Bence Haldun Taner, daha bugünden çağdaş yazınımızın, özellikle öykücülüğümüzün bir klasiğidir. Bunu kendine vergi anlatımına, kişiliğine, öykülerinin insancıl özüne borçludur.”
-Oktay Akbal (Cumhuriyet, 10.5.1986)
“Derinlik, incelik ve kurgu işçiliği kadar, gözlem ve ayrıntı çeşitliliği yönünden de zengindir Taner öyküsü. Dili ve biçimi klasik sayılabilir, dünyaya bakışı ve yorumları hep çağcıdır.”
-Füsun Akatlı (Milliyet Sanat, Mayıs 1986)
“Haldun Taner, öyküyle başladı yazarlığa, Humour denen o ince alayı ilk o getirdi -mizah ustaları dışında- edebiyatımıza. Galatasaraylılıktan gelme bir olaydı bu, ama incenin incesi.”
-Vedat Günyol (Milliyet Sanat, Mayıs 1986)
Ödül:1953 New York Herald Tribune Öykü Ödülü
|
Haldun Taner (1916–1986)
Yalıda Sabah
|
49
Tür: Hikâye
Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 136
ISBN: 9754944598
|
Haldun Taner, bu yapıtında çevresinde olup bitenleri, yaşanan acı tatlı gerçekleri usta bir gözlemleme sonucunda okuruna yansıtır. Bunu yaparken de hem eleştiriyi hem de mizahi dili bir arada kullanır. Okuru anlatı ile baş başa bırakır.
“Bir yazar için en önemli özelliklerden biri olan kişisel biçem, onda olgun bir gözlemin hiç zorlamasız kendiliğindenliğini ve okuru anlatı ile baş başa bırakma ustalığını taşır. Haldun Taner’in mizahını da bu özellik içinde değerlendirmeliyiz. Taner için güldüren öğe, insan doğasının bir parçasıdır, bundan dolayı da küçümsemeyi içermez her zaman. Çünkü kişi, toplumsal doğasından, koşullarından soyutlanmış olarak ele alınmaz, eleştirel mizah da bu yüzden kişiyi aşar, dahası masumlaşır kişi. Haldun Taner’i okurken ondaki bu acımayı her zaman duymuşumdur.”
-Melih Cevdet Anday-
“Taner, nice alışılmadık deyimleri ile karşımıza çıktığında ilk önce hayret ediyoruz. Sonra içerdikleri parıltı ve bu beklenmezlik, içimizde bir ısınmaya yol açıyor. Beynimizde bir hoş titreşim yaratıyor. Geçenlerde Ajda Pekkan Cumhuriyet’te Yalçın Pekşen’e ‘Erkek dediğin beni beynimden tavlamalı’ demiş. İşte bizi böyle beynimizden tavlar.”
-Selçuk Erez-
Ödül:1983 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü
|
Oğuz Atay (1934–1977)
Bir Bilim Adamının Romanı
|
50
Tür: Roman
İletişim yayınları
Sayfa Sayısı: 280
ISBN: 9754700672
|
Ülkemizde pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atay’ın, kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Mustafa İnan’ı anlatışı. Bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bilim adamı oluşunun zorlu serüveni sergilenirken toplumsal eleştiri kalıplarının da zorlanışı. İnan’ın yaşamından kesitler veren fotoğraf albümüyle birlikte.
|
Samipaşazade Sezai (1860–1936)
Sergüzeşt
|
51
Tür: Roman
Şule Yayınları
Timaş Yayınları
Bordo Siyah Yayınları
Beyaz Balina Yayınları
Parıltı Yayınları
Sayfa Sayısı: 112-130
ISBN:
|
Sergüzeşt: Evinden, yurdundan, annesinin sevgiyle, şevkatle sarıldığı sıcacık kollarının arasından, acımasızca koparılarak alınan ve esir pazarında satılarak, umut dolu aydınlık hayatı, kapkara bir zindana dönüşen Çerkes kızı küçük Dilber’in, acıklı romanıdır.
Rusya’dan hareket edip, İstanbul’da Tophane limanına yanaşan bir esir gemisinden indirilen küçük Dilber, zengin bir ailenin yaşamakta olduğu konağın hanımı tarafından satın alınır.
Bu konak artık, küçük Dilber’in yeni zindanıdır. Konağın taş yürekli, kalbi nasır bağlamış hanımı ise, küçük Dilber’in zindancı başıdır.
Acı ve üzüntü dolu günler birbirini izlerken her an, annesinin sevgi dolu göğsüne başını dayayıp, annesinin o ruh okşayıcı sesini dinleyerek uykuya daldığı, fakat artık çok gerilerde kalan o güzel günlerini hatırlar ve ruh acıları içinde kıvranıp, bu zindan hayatından nasıl kurtulacağını düşünerek, ucunda ölüm bile olsa da kurtuluş yolu göstermesi için, Tanrı’ya yakarır. Ve ölüm; aydınlıkta bile karanlık zindan hayatı yaşayan küçük Çerkes kızı Dilber için, bir kurtuluş, bir ‘Hürriyet’ ifadesidir!
|
Ahmet Hamdi Tanpınar (1901–1962)
Sahnenin Dışındakiler
|
52
Tür: Roman
Dergâh Yayınları
Sayfa Sayısı: 343
ISBN: 9757032115
|
Sahnenin Dışındakiler, 1950’de tefrika edildikten sonra ancak 1973 yılında kitap olarak yayımlanabilmiştir. Yazarın diğer romanlarından Mahur Beste ile Huzur bu kitapla birlikte bir Nehir romanın parçaları olarak değerlendirilmiştir. Sahnenin Dışındakiler’de zaman 1920 yılıdır ve mekân İstanbul’dur. Türk milletinin yaşadığı o ateşten günlerde İstanbul hem bir sahnedir, hem de sahnenin dışı. Asıl sahne Anadolu, bu sahne dışı İstanbul’da pek az görünür, değişik aynalardan görülür. Sahnenin Dışındakiler’de kalabalık bir şahıs kadrosu vardır. Bunlar içinde gözden düşmüş fakat kendilerinin her an hatırlanacağını uman devlet adamları, harp vurguncuları, idealistler, hainler, fedakar kadınlar, düşmüş kadınlar, değişen hayat şartları içinde yerlerini arayanlar, ızdırabın hayatlarını kabarttığı insanlar yer alır.
|
Şevket Süreyya Aydemir (1897 – 1974)
Suyu Arayan Adam
|
53
Tür: Tarih Anı İnceleme
Remzi Kitabevi
Sayfa Sayısı: 488
ISBN: 9751403812
|
Bu kitap, ilkokul öğretmeni olarak yetişmek üzereyken, Birinci Dünya Harbinde savaşa katılan ve sonra Büyük Turan´ı kurmak yolunda Kafkas, Hazer ülkelerine koşan bir Türk gencinin hikâyesidir. şimdi bu yeni baskısını sunduğumuz bu eserin yazarı şevket Süreyya Aydemir; Rusya´da, Sovyet inkılâbı cereyan ederken, aralarında Enver Paşanın da bulunduğu önemli şahsiyetlerle karşılaşmıştı. Yazar, Rusya´da tahsilini tamamlayarak memleketine dönmüş, hayatın acı ve tatlı çeşitli olaylarını yaşamıştır. Sonra devletin yüksek hizmet mevkilerinde çalışan şevket Süreyya Aydemir´in hayat hikâyesi, Orta Anadolu bozkırında bir “toprağa yöneliş“le biter. “Suyu Arayan Adam“da yüzyılımızın, Avrupa´dan Çin´e ve Himalayalara kadar uzanan çeşitli problemlerini de bulacaksınız.
(arka kapak)
|
Ahmet Hamdi Tanpınar (1901–1962)
Sahnenin Dışındakiler
|
54
Tür: Roman
Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 364
ISBN: 975-08-0176-8
|
Ömrünü “yekpare zaman”ın arayışıyla sürdüren ve yazan Ahmet Hamdi Tanpınar, ilk kez 1945’te basılan kitabında İstanbul, Ankara, Bursa, Konya ve Erzurum’u doğal, tarihsel ve kültürel dokusuyla anlatıyor… Okuru şehirlerin dışından içine ve içinden dışına doğru kültürel bir yolculuğa çıkarıyor. Fatih Andı’nın kitabın ilk iki baskısını ve tefrikasını karşılaştırarak hazırladığı bu eleştirel basım, Tanpınar külliyatına da yeni bir boyut kazandırıyor. Ahmet Hamdi Tanpınar kitabının önsözünde “Beş Şehir’in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır. İlk bakışta çatışır gibi görünen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birleştirebiliriz. Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler, benim hayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla, onların arkasında kendi insanımızı ve hayatımızı, vatanın manevi çehresi olan kültürümüzü görmek daha doğru olur. (…) Sade millet ve cemiyetlerin değil, şahsiyetlerin de asıl mana ve hüviyetini, çekirdeğini tarihîlik denen şeyin yaptığı düşünülürse, bu iç didişme hiç de yadırganmaz. Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her ân hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz. Beş Şehir işte bu hesaplaşma ihtiyacının doğurduğu bir konuşmadır. Bu çetin konuşmayı, aslı olan meselelere, daha açıkçası, biz neydik, neyiz ve nereye gidiyoruz suallerine indirmek ve öyle cevaplandırmak, belki daha vuzuhlu, hattâ daha çok faydalı olurdu. Fakat ben bu meselelere hayatımın arasında rastladım. Onlar bana Anadolu’yu dolduran Selçuk eserlerini dolaşırken, Süleymaniye’nin kubbesi altında küçüldüğümü hissederken, Bursa manzaralarında yalnızlığımı avuturken, divanlarımızı dolduran kervan seslerine karışmış su seslerinin gurbetini, Itrî’nin Dede Efendi’nin musikisini dinlerken geldiler” diyor. Beş Şehir, yazarın anlattığı kentlere olduğu kadar hayata ve zamana da bakışımızı yenileyecek, yeni bir kan verecek önemli bir kitap.
|
Semiha Ayverdi (1906-1993)
İbrahim Efendi Konağı
|
55
Tür: Roman
Kubbealtı Neşriyatı
Sayfa Sayısı: 476
ISBN: 9757663476
|
Bu kitap ne bir hikâyedir ne masal ne de roman… zamanı, mekanı, vak’aları, şahısları, isimleri hatta vak’alarının seyri, sırası ve detaylarının yüzde doksanı ile otantik ve yaşanmış bir devrin gerçek ve yaşanmış bir hayat tablosudur” takdimi ile başlar roman. Anlatılan, Meclis-i Maliye Reisi İbrahim Efendi’nin konağının hikâyesidir. Kişiler ve olaylar ikinci planda ve hatta siliktirler… Ayverdi, Osmanlıcanın bütün zenginliğini, biraz da üslupçuluğa kaçan bir tarzda kullandığı romanında, konağı bir toplumun bütün kültürel ve tarihi birikimini barındıran gündelik yaşantısından renkli sahnelerle canlandırırken, anlatının arka planında İstanbul’un mistik ve görkemli atmosferi hissedilir.
|
Dede Korkut Hikâyeleri
|
56
Tür: Hikâye
|
Eski edebiyatımızın ve folklorumuzun en önemli örneklerinden biri olan Dede korkut Hikayeleri o çağlardan günümüze kalan yapıtların azlığı dolayısıyla büyük bir değer taşır. Beş yüz yıl önce yazı diline geçirilmiştir bu hikayeler. Halk ve öğrenciler için hazırlanan bu kitapta okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak amacıyla günümüzün arı dili kullanılmış, değişikliğin elden geldiğince az olmasına çalışılmıştır. Bu kitapta, çok sevilen o eski halk hikayelerimizi bir kat daha güzelleşmiş bulacaksınız.
Oğuz İli’nde Duha Kocaoğlu Deli Dumrul denilen bir yiğit yaşardı. Bir ırmağın üzerine köprü yaptırdı. Geçenden otuz üç akçe, geçmeyenden döve döve kırk akçe alırdı. – Benden daha yiğit, benden daha güçlü var mı? Varsa çıksın dövüşelim, yiğitliğim her yere duyulsun, derdi.
|
Halit Ziya Uşaklıgil (1866 – 1945)
Mai ve Siyah
|
57
Tür: Roman
Özgür Yayınları
Sayfa Sayısı: 400
ISBN: 9754471436
|
‘Henüz yirmi iki yaşında, bütün maneviyatı [ruh haleti] yalnız bir ümidin tahakkukuna muntazır [gerçekleşmesini beklemekte]… Şöhret bulmak, edip olmak, herkesçe tanılmak, bugün o kadar acılıklarına göğüs vermek için hayatını zehirlediği bu edebiyat âleminin bir gün yüksek zirvelerine [doruklarına] çıkmak ve ismini o kadar yükseltmek ki… O tasavvur ettiği [hayalini kurduğu] yüksek payeye [dereceye] bir had [sınır] bulamıyor; sonra da bu derece [kadar] itila emellerine [yükselme arzularına] kapılıyor olduğundan kendi kendine utanıyordu. Edip olmak, şöhret almak, senelerden beri bütün düşüncesi bu değil miydi? ‘ Batılı anlamda Türk romanının başlangıcı sayılan ve Tanpınar’ ın ‘Türkiye’de nesli adına konuşan ilk eser’ diye tanımladığı Mai ve Siyah, döneminin basın, edebiyat ve şiir hayatına ilişkin gözlemleriyle de ayrı bir öneme sahiptir.
|
|
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.