Custom Search

Sözcükte Anlam

12 Eylül 2023

Sözcükte anlam ve sözcük yorumu konu anlatımı aşağıdadır. Sayfamız yeni sınav sistemine göre yenilenmiş sözcükte anlam ile ilgili olarak eksiklikler giderilmiştir. Bu konuyu öğrendikten sonra “sözcükte anlam” testleri çözmeyi unutmayın. Sözcükte anlamla ilgili TYT ve KPSS’de her yıl 5-6 soru çıktığından konuyu çok iyi öğrenmeniz gerekmektedir.

sözcükte anlam

Sözcükte anlam tablosu

SÖZCÜKTE ANLAM

A) ANLAM ÖZELLİKLERİ

1) GERÇEK (TEMEL) ANLAM:

Bir sözcüğün ilk ve asıl anlamına denir. Yani bir sözcüğün söylendiği anda zihnimizde uyandırdığı ilk çağrışım gerçek anlamdır.

2) YAN ANLAM:

Bir sözcüğün gerçek anlamı yanında kullanımına bağlı olarak yeni anlamdır.

3) MECAZ ANLAM:

Sözcükte anlam ünitesinde en çok karşımıza çıkan başlıklardan biri de mecazdır. Bir sözcüğün gerçek anlamı dışında yepyeni bir anlamda kullanılmasına mecaz denir.

  •  Adamın tarladaki bütün ekinleri yandı. ( gerçek)
  • Partide çektiğimiz bütün resimler yanmış. ( yan)
  • Bu sınavı kazanamazsan yandın (mecaz)
  • Balkona astığım çamaşırlar kurumamış.(gerçek)
  • Hazan mevsiminde kurumuş yapraklar gibi.(yan)
  • Senin aşkın da beni kuruttu be güzelim. (mecaz)
  • Caminin minaresi çok inceydi. (Gerçek)
  • Duvarın sıvası için ince bir kum getirmişlerdi. (yan)
  • Bana hediye alman çok ince bir davranıştı. (mecaz)
  • Sarayın aydınlık bir odasından karanlık bir odasına geçmiştik. (gerçek anlam)
  • Yaşadığımız bunca karanlık günlerden sonra aydınlık günler bizi bekliyor. (mecaz)
  • Arkadaş, bu kız seninle oynuyor. (mecaz)
  • Bu masanın ayağı oynuyor. (yan)
  • Çocuk kumsalda oynuyor. (gerçek)

4) TERİMSEL ANLAM (TERİM):

Bilim sanat, spor, ya da çeşitli meslek dallarıyla ilgili özel kavramları karşılayan sözcüklerdir.

  • Nota müziğin anahtarı gibidir.
  • Rakip takım birazdan penaltı atışı yapacak.
  • Marmara fay hattı tehlikeli sinyaller veriyor.
  • Güreşçimiz, finalde rakibini tuşla yendi.
  • Matematik öğretmenimiz tahtaya bir doğru çizmemizi istedi.
  • Şiirde aynı eklerin ya da sözcüklerin tekrarlanmasına  redif denir.

NOT 1: Bazen bir sözcük gerçekte terim değilken terim olarak kullanılabileceği gibi, gerçekte terim olan bir sözcük de terimlikten çıkabilir.

  • Polis bir hücre daha ortaya çıkardı. ( terimlikten çıkma)
  • Sinop burnu Türkiye’nin en kuzey noktasıdır. (terimleşme)

NOT 2: Bir sözcük birçok dalda terim olabilir.

  • Bitkiyi toprağa bağlayan kökleridir.
  • Dört, kök dışına iki olarak çıkar.
  • Hiçbir ek almamış sözcüğe kök denir.

SOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Varlığını beş duyu beş duyu organıyla algılayabildiğimiz  kavramlar somut; beş duyu organımızdan  hiçbiriyle algılayamadığımız, varlığını sadece akıl ve mantık  yürütme  yoluyla  kabul  ettiğimiz  kavramlar   soyuttur.

  • çiçek, ağaç, ses, koku, hava, göl, ev, rüzgar, ışık (somut)
  • ruh, akıl, vicdan, akıl, acıma, üzüntü, aşk, inanç ( soyut )

ÖZELLİK 1:  Somut anlamlı bir sözcük, ek alarak soyut anlam kazanabilir.

  • anne-lik, insan-lık  (Somut isme gelen ek ismi soyut yaptı)

ÖZELLİK 2 : Somut anlamlı bir sözcük kullanıldığı cümleye göre  soyut  anlam  kazanabilir. Buna  soyutlaştırma denir. Soyutlaştırma  kelimeye  mecaz anlam  kazandırma suretiyle olur.

  • Ne kadar sıcak bakıyor değil mi?  ( soyutlaştırma)
  • Kara haber tez duyulur.  ( soyutlaştırma)
  • Titreyen yapraklar, cilvedir, nazdır.  ( soyutlaştırma)
  • Bu adam kafasızın biridir.   ( soyutlaştırma)
  • Kızın gittiği bu yolu hiç iyi görmüyorum. (soyutlaştırma)
  • Sanatta özgün olmak biraz da yürek ister. (soyutlaştırma)
  • Nedense bugün hiç havamda değilim.  ( soyutlaştırma)

ÖZELLİK 3 : Soyut anlamlı bir sözcük çoğunlukla benzetme yoluyla somut hale getirilebilir. Buna somutlaştırma denir.

  • Hüzün, sonbaharda  dökülen  yapraktır.
  • Yalnızlık , bir  çiçektir.
  • Sevgi,  gökyüzünde  kanat  çırpan  bir   güvercindir.
  • Arkadaşlık,  kişiler  arasında  kurulan  bir  köprüdür.
  • Bu düşünceler, zamanla çürüyecektir.
  • Vişne  dallarında  arzularımız,  alnımıza  konan  bir öpücüktür.

ÖZELLİK 4 :  Gözlemleyebildiğimiz  eylemler  somut, gözlemleyemediğimiz  eylemler  ise  soyuttur.

  • Annesi, bebeğini  kucağına  almış  seviyordu. ( somut )
  • Ferhat, Şirin’i dağları delecek kadar seviyordu.( soyut )
  • Çocuk, masadaki vazoyu kırmıştı.     ( somut )
  • Bu sözlerinle  arkadaşını çok kırdın.  ( soyut )

 

GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER

Karşıladıkları varlığın tamamını belirten sözcüklere genel anlamlı sözcükler denir. Tek bir varlığı karşılayan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir. Varlıkların genelden özele doğru sıralanışı: Varlık- canlı- hayvan- keçi- Ankara keçisi.

  • Çocuk, geleceğin teminatı olduğundan ben çocuğumun iyi yetişmesini istiyorum. ( 2. si 1. sine göre daha özel)
  • Kitap, insanın en iyi dostudur. ( genel)
  • Bu kitabı arkadaşıma ödünç verdim. (özel )
  • Eğitim- öğretim sadece okulda yapılmaz ( genel)
  • Okulumuz, şehrin en eski binasıdır. (özel )

NİTELİK  VE  NİCELİK   ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Bir şeyin nasıl olduğunu, ne gibi özellikler taşıdığını anlatan sözcüklere nitelik  anlamlı sözcükler denir. Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen ya da azalıp çoğalabilen durumunu bildiren sözcüklere nicelik anlamlı sözcükler denir.

  • Az ileride birkaç kişi seni bekliyor. (nicel)
  • Bugün oldukça kötü bir zaman geçirdim. (nitel)
  • Çok konuştuğu için arkadaşları pek sevmedi. (nicel)
  • İki damla yaş olur düşersin yüreğime gizlice (nicel)
  • Kavağın uzun dallarını budadık. (nicel)
  • Depremden sonra yüksek binalarda kimse oturmak istemiyor. (nicel)
  • Bu lokantanın yemekleri çok lezzetli. (nitel)
  • Cimri insanları da hiç sevmem. (nitel)

UYARI: Bazı sözcükler cümlede kazandığı anlama göre nicel de olabilir nitel de.

  • Yaptığı işte iyi para kazanıyordu. (nicel)
  • O iyi bir insandı.  (nitel)
  • Bu soğuk havada bir de senin soğuk esprilerini çekemem. (nicel, nitel)
  • Bu şehrin havası sıcak olduğu gibi insanları da sıcaktır. (nicel, nitel)

Görüldüğü gibi nitelik anlamlı sözcükler, genellikle niteleme sıfatı ve durum zarfı görevindedir. Nicelik anlamlı sözcükler ise ölçü-miktar zarfı, belgisiz sıfat veya sayı sıfatı görevindedir.

B) SÖZCÜKLER ARASI ANLAM ÖZELLİKLERİ

EŞ ANLAMLI ( ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER:

Yazılışları farklı ancak anlamları aynı olan sözcüklere denir.

  • siyah » kara
  • beyaz » ak
  • zengin » varlıklı
  • zengin » varlıklı,
  • fakir » yoksul
  • rüzgar » yel
  • üzüntü » keder
  • öykü » hikaye
  • eser » yapıt
  • edebiyat » yazın
  • cümle » tümce
  • kelime » sözcük

7. ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Anlam bakımından birbirinin tersi olan sözcüklere zıt anlamlı sözcükler denir.

  • Sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin.
  • Ağlarım hatra geldikçe gülüştüklerimiz.
  • Kışın soğuğunu yaşadıkça yazın sıcağını arar oldum.
  • Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
  • Yaşlı insanları görünce gençliğimin kıymetini anlıyorum.

NOT:  Zıt anlamlılık ile olumsuzluk birbiriyle karıştırılmamalıdır.

  • Tanzimat romanında iyiler hep iyi kötülerse hep kötüdür. ( zıt)
  • Bugünlerde hiç iyi değilim. ( olumsuz)

SESTEŞ ( EŞSESLİ) SÖZCÜKLER:

Yazılışları ve okunuşları aynı ancak anlamları farklı olan sözcüklere sesteş (eş sesli) sözcük denir.

  • Yılanı gören at birden şaha kalktı.
  • Mutfaktaki pislikleri çöpe at.
  • Al bayrağıma sarılı cansız bedenimi al.
  • Gül: “Gül.” dedi, bülbüle.
  • Kalem böyle çalınmıştır yazıma / Yazım kışıma uymaz, kışım yazıma
  • Kırda yaptığımız piknikte yanımıza kır saçlı bir ihtiyar geldi.

UYARI: Sözcükte anlam konusunda bir sözcüğün mecaz ya da yan anlamıyla sesteş anlamlılık karıştırılmamalıdır.

  • Bu sözler bazılarına çok dokunacak. ( mecaz anlam )
  • Omzuma bir el dokundu. ( gerçek anlam )
  • Bu yaz, bir mektup yaz.   ( sesteş )

NOT:  Sesteş sözcükler genellikle  halk edebiyatında cinaslı  manilerde  kullanılır. Sözcükte anlam ünitesinde de soru olarak karşımıza gelmektedir.

B) SÖZ ÖBEKLERİ

 

YANSIMA SÖZCÜKLER:

Doğadaki seslerin insanlar tarafından taklit edilmesine yansıma denir.

  • Bu köpek neden havlıyor?
  • Bir patlama sesiyle irkilmiştik.
  • Bu aylarda kediler çokça miyavlar.
  • Bu sözlerim üzerine sınıfta homurtular başladı.
  • Köyde sabahleyin koyunların meleyişleriyle uyandık.

İKİLEMELER:

Anlamı güçlendirmek, pekiştirmek amacıyla aynı sözcüğün tekrarlanması, yakın veya uzak anlamlı sözcüklerin yan yana kullanılmasıyla oluşan söz öbeklerine “ikileme” denir.

a. Aynı sözcüğün tekrarıyla yapılan ikilemeler:

Örnek:

  • Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.
  • Kapı kapı dolaştık.

b. Eş Anlamlı sözcüklerin tekrarıyla yapılan ikilemeler:

  • Ortalıkta ses seda yoktu.

c. Yakın anlamlı sözcüklerle kurulan ikilemeler:

  • Eş dost yardımına koşmuştu.
  • Gazeteler yalan yanlış bilgilerle doluydu.

d. Karşıt anlamlı sözcüklerle kurulan ikilemeler:

  • Ne demek istediğimizi er geç anlayacak.
  • İrili ufaklı taşları eline alıp fırlattı.

e. Bir anlamlı diğer anlamsız sözlerle kurulan ikilemeler:

  • Kağıda eğri büğrü bir çizgi çizdi.
  • Sandıktan eski püskü bir elbise çıkardı.

f. İkisi de anlamsız sözlerle kurulan ikilemeler:

  • Adam abuk sabuk konuşuyordu.
  • Eciş bücüş bir yazı ile mektup yazmıştı.

g. Yansıma sözlerin tekrarlanmasıyla kurulan ikilemeler:

  • Sular şırıl şırıl akıyordu.
  • Arılar vızır vızır dolaşıyordu.

h. “m” sesinin sözün başına getirilmesiyle yapılan ikilemeler:

Onca harcamadan sonra elimizde para mara kalmadı.

Uyarı: İkilemeler ayrı yazılır ve aralarına noktalama işareti konulmaz.

 

Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemeyi oluşturan sözcükler tek başlarına kullanılamaz?

A) Yalan yanlış bilgilerle doğru karar veremezsin.

B) Karşıdan güçlü kuvvetli görünüyordu.

C) Mırın kırın etme de olanları anlat.

D) Aradan aşağı yukarı on yıl geçti.

E) İngilizce’yi şöyle böyle bilir.

 

Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme cümleye zorlukla anlamı katmıştır?

A) Gece gündüz demeden çalışıyordu.

B) Çamurlara bata çıka yürüdük.

C) Yaptığı yanlışı er geç anlayacak.

D) Bu işte onun da az çok payı var.

E) Olan oldu, artık üzülme.

DEYİMLER

Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı bir anlamı olan, ilgi çekici bir anlatımı bulunan, ifadeyi daha zengin kılan, iki veya daha fazla kelimeden meydana gelen, kalıplaşmış söz topluluklarına “deyim (tabir)” denir. Sözcükte anlamın en sık sorulan konularından biridir.

Deyimlerin Özellikleri:

a. Kalıplaşmış sözlerdir. Yerleri değiştirilemez; bir kelime çıkarılıp, aynı anlama da gelse yerine başka bir kelime konamaz. “Eli yüzü düzgün” deyimi, “yüzü eli düzgün” biçiminde; “baş kaldırmak” deyimi, “kafa kaldırmak” biçiminde değiştirilip söylenemez; söylense de deyim olmaz.

b. Bir araya gelirken, çoklukla kendi gerçek anlamlarından ayrı bir anlam belirtirler. “Altın kesmek” deyimi, “altını kesip doğramak, parçalara ya da dilimlere ayırmak” anlamında kullanılmaz; bu söz “çok para kazanmak, kazanır durumda olmak” anlamında kullanılır. Ancak kimi deyimlerde, kalıplaşmış sözden çıkan anlam, gerçek anlamın dışında değildir. “Sesi çıkmamak; çoğu gitti, azı kaldı” deyimlerinde olduğu gibi.

c. Kısa ve özlü ifadeler taşırlar. Bir kavramı, bir düşünceyi, bir olayı az sözle belirtmek ya da daha etkili kılmak için kullanılırlar.

d. En az iki kelimeden oluşurlar. Bir kısmı kelime grubu, bir kısmı da cümle hâlinde biçimlenmiştir. “Günaha sokmak, içini dökmek” ve “elifi görse mertek sanır”, “burnu yere düşse almaz” gibi.

e. Çoklukla mastar hâlinde olduklarından fiil çekimine girerler. “Burnunu çekmek” deyimi, “burnunu çekti”; “bozuk çalmak” deyimi, “bozuk çaldı”; “güçlük çıkarmak” deyimi, “güçlük çıkardı” biçiminde çekimlenebilir.

f. Deyimlerin bir çoğu benzetme ve söz sanatları ile süslüdür. Anlatıma güzellik, canlılık ve çekicilik katmak için bu şekilde kullanılırlar. Bu bakımdan, genel kural niteliği taşımazlar. Bu yönleriyle de atasözlerinden ayrılırlar. Çünkü atasözleri genel kural niteliği taşırlar; yol göstermek, ders ve öğüt vermek amacı güderler. “Ağaçtan maşa aptaldan paşa olmaz” ata sözü, netleşmiş bir genel kuraldır. Denenmiş, uygulanmış, her zaman ve herkes için doğru olan bir genel kural niteliğinde biçimlenmiştir. Oysa “fiyatı kırmak” sözünde genel bir kural yoktur. Çünkü her zaman fiyat dondurulmaz. Pratik olarak atasözü ile deyimi birbirinden ayırt etmek için en başa “unutma” sözünü getirin anlamlı oluyorsa atasözüdür anlamlı olmuyorsa deyimdir. Unutma “Ağaç yaşken eğilir.” anlamlı olduğu için bu, atasözüdür.Unutma “Gözüme girdin.” cümlesi anlamsız olduğu için deyimdir.

g. Bazı benzetmeli söyleyişler deyim olmadıkları hâlde deyim gibi kullanılırlar. “Arpacı kumrusu gibi (düşünmek)”, “beşlik simit gibi (kurulmak)”, “arı kovanı gibi (işlemek)”, “kabak çiçeği gibi (açılmak)” deyimleri, bu türdendirler.

h. Kimi ikilemeler de çoklukla deyim sayılmaktadır. “Allak bullak”, “oldum olası”, “takım taklavat”, “süklüm püklüm”, “ev bark” gibi.

i. Çoğu zaman deyimlerle birleşik kelimeler karıştırılır. Bu yanlışlara düşmekten kimi bilgilere sahip olmakla kurtulmak mümkündür. Birleşik kelimelerin bitişik yazıldıkları, isim soyundan geldikleri, aralarına yapım ve çekim eki girmeyecek kadar kaynaşmış oldukları unutulmamalıdır. Bunun yanı sıra, deyimleri oluşturan kelime gruplarının isim ve fiil çekimlerine girdikleri, aralarına çekim ekleri aldıkları da hatırdan çıkarılmamalıdır. Ancak, bu ilkeler her ne kadar göz önünde tutulsa da, deyimlerle birleşik kelimeleri kimi zaman tam ayırt etmek imkânı yoktur.

ı. Bir milletin söz gücünden doğan ve doğduğu toplumun malı olan deyimler, bazı istisnaları dışında mecazdırlar; kelime grubu olarak da isim, sıfat, zarf görevlerinde bulunurlar: “İçten pazarlıklı bir adam” cümlesinde “içten pazarlıklı” deyimi sıfat olarak; “keyfimi kaçırıp gitti” cümlesinde “keyfi kaçmak” deyimi zarf olarak; “karga derneğinde işim yok benim” cümlesinde “karga derneği” deyimi de isim görevinde kullanılmıştır

DOLAYLAMA

Tek sözcükle anlatılacak bir varlığın birden fazla sözcükle anlatılmasına “dolaylama” denir.

  • Balık – Derya kuzusu
  • Kıbrıs – Yavru vatan
  • Aslan – Ormanlar kralı
  • Sezen Aksu – Minik serçe

GÜZEL ADLANDIRMA

Güzel adlandırma aslında bir tür “dolaylama” dır. Güzel adlandırmada amaç, olumsuz bir ifadenin olumlanmasıdır.

Söylendiğinde dinleyende korku, iğrenme gibi kötü duygu veya düşünceler meydana getiren ifadelerin değiştirilip yumuşatılarak dile getirilmesine güzel adlandırma denir. Olumsuz olarak algılanan bazı durum, kavram ya da varlıkları güzel bir biçimde dile getirmektir.

  • Üvey anne » cici anne
  • Ölmek » hakkın rahmetine kavuşmak
  • Kör » görme engelli
  • Cin » üç hafli
  • Ölmek » hakkın rahmetine kavuşmak
  • Azrail » ölüm meleği
  • Verem » incehastalık

Yeterli Gelmedi mi? Üzülme Aşağıdaki Sayfalara da Bak :))

Sözcükte Anlam Özellikleri

Sözcükte Anlam Test Çöz

Sözcükte Anlam Ders Notları (Salih EGE)

1.Bölümü İNDİR

2. Bölümü İNDİR

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.