Jean Paul Sartre
21 Haziran 1905’te Fransa’da doğdu. 15 Nisan 1980’de yaşamını yitirdi. Babasını küçük yaşta kaybetti. Sarbonne Üniversitesi’nde Almanca profesörü olan dedesi tarafından yetiştirildi. Paris’te başladığı lise eğitimini Rochelle’de tamamladı. 1929’da yüksek öğretmen okulundan mezun oldu. Öğrencilik yıllarında kız arkadaşı Simone de Beauvoir ile başlayan ilişkisi ömür boyu sürdü. 1931-1945 arasında Le Havre, Lion ve Paris’teki okullarda öğretmenlik yaptı. Berlin’de 2 yıl Alman fesefesini inceledi. 2’nci Dünya Savaşı’nda esir düştü. Savaştan sonra Fransa’nın siyasal yaşamında önemli bir yer edinmeye başladı. Komünizme yakınlık duydu. 1956’da Sovyetler Birliği, İskandinavya, Afrika, ABD ve Küba’yı gezdi. 1960’a kadar yazılarını ve düşüncesini komünizm ve Sovyetler’e ayırdı. 1960-1971 arasında Gustave Flaubert’le ilgili incelemeler yaptı. 1971’den sonra çok az yazdı. Yaşamının son döneminde gözleri görmemeye başladı. Bir akciğer uru yüzünden yaşamını yitirdi. Cenaze törenine 25 bini aşkın kişi katıldı. Kişinin özgürlüğünü savunan “Varoluşçuluk”un sözcülüğünü yaptı. Roman ve oyunlarının yanısıra felsefe eserleriyle de tanındı. Özgün Marksist anlayışıyla Fransa’nın güncel siyasi olayları içine etkin rol aldı. 1964’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer bulundu ama ödülü almayı reddetti. İlk romanı “Bulantı”yı öğretmenlik yaptığı yıllarda yazdı. 1938’de basılan bu kitap, savunduğu güçlü bireyci ve toplum karşıtı düşünceleriyle özgün bir eserdir. Felsefi olarak çıkarımlardan çok titiz ve önyargısız gözlemlere yer veren “fenomenoloji yöntemini” benimsedi. Bu alandaki en ünlü kitabı “1943’te yazdığı “Varlık ve Hiçlik”tir. İnsan bilincini, varlık ya da nesnelerin “şeyleri” karşısında bir “hiçlik” olarak yorumladı. Bilinç, maddi olmayan bir varlığa sahiptir ve bu yüzden belirlenebilirlik sınırlarının dışında kalır. Bu da zihinsel özgürlüğü olanaklı kılar. Özgürlük kavramı, toplumsal sorumluluğu da içerir. Marks’ın diyalektik felsefesini inceledi. Bunun Sovyet Rusya’da geçerli olamayacağı sonucuna vardı. Çağdaş dünya için geçerli bir felsefe olmakla birlikte, Marksizmin var olan biçiminin giderek kemikleştiğini, yeni durumlara uyum yeteneğini kaybettiğini yazdı. Yirminci yüzyılın en etkili düşünürlerinden biri, sadece Fransa’da değil tüm dünya ülkelerinde aydınların sözcüsü oldu. Tanrı’yı, her türlü kurulu düzeni, aileyi, klasik anlamıyla edebiyatçıyı, filozofu, eylem adamını, dostlukları, toplumun belirli kesimlerini, partileri, kalıplaşmış düşünceleri yadsıdı. Toplumsal eylemlerin hemen hepsinde bizzat yer aldı. Yaşamıyla da dünya görüşünün gereklerine uydu.
ÖNEMLİ ESERLERİ:
ROMAN: Akıl Çağı (1945) Yaşanmayan Zaman (1945) Yıkılış (1949) Bulantı (1961)
ÖYKÜ: Duvar (1959)
FELSEFE: Düş Gücü (1936) Düş Ürünü (1940)
Varlık ve Hiçlik (1943) Diyalektik Aklın Eleştirisi (1960) (Türkçe’ye Yöntem Araştırmaları adıyla çevrildi) Sözcükler (1963)
OYUN: Gizli Oturum (1950) Nekrassov (1955)
Saygılı Yosma (1961) Kirli Eller (1962) Mezarsız Ölüler (1962)
Sinekler (1963) Şeytan ve Yüce Tanrı 1964) Altona Mahpusları (1964)
İNCELEME: Aziz Genet (1952) Baudelaire (1964)
Flaubert (3 cilt, ilk ikisi 1971. Sonuncusu “Ailenin Delisi” adıyla 1972)
DENEME: Denemeler(1961) Yahudi Sorunu (1965) Edebiyat Nedir (1967)
SENARYO: İş İşten Geçti (1955) Çark (1964)
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.