AYT Edebiyat Deneme Sınavı 4 – Çözümlü
1. Türkiye’de eleştiri temelde araştırmaya dayanmıyor. Eleştirmenlerimizin geriye doğru atılmış sağlam köprüleri yok. Çoğu bizim eski edebiyatımızı, hatta bütünüyle çağdaş edebiyatımızı okumuş değil. Eski edebiyat konusunda 1940 eleştiri kuşağının saptadığı değer yargılarıyla, birtakım özetlerle hareket ediyorlar.
Bu paragrafta altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eleştirmenlik için gerekli yeteneğe sahip olma
B) Edebiyat geleneğimizi tanıyarak bir birikim edinmiş olma
C) Nesnel değerlendirme yapabilecek nitelikte olma
D) Çağdaş edebiyatımızı, bütün örnekleriyle yakından tanıma
E) Kendine özgü bir eleştiri anlayışına sahip olma
2. Kabul etmeliyiz ki edebiyat bir yanıyla cerrahlıktır. (—) Yazar kendini deştiği zaman gördüğü her şeyden hoşlanmayabilir, hatta kendi zaaflarıyla karşılaşmak onu sarsabilir ama bu tam da gerekli olandır bize, yazının yan etkisidir.
Yukarıda parantezle belirtilen boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilirse altı çizili söz açıklanmış olur?
A) Toplumsal sorunlara duyarlı olmaktır.
B) Kendini açıp iç gerçeğini tanıma uğraşıdır.
C) Hastalıklara doğru teşhis koyabilmektir.
D) Özveri gerektiren bir meslektir.
E) Gerçekçiliğin doğurduğu karamsarlıktır.
3. İçimi titreten bir sestir her gün,
Saat her çalışında tekrar eder:
“Ne yaptın tarlanı, nerede hasadın?
Elin boş mu gireceksin geceye?
Bir düşünsen! Yarıyı buldu ömrün.”
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmuştur?
A) Zamanın çabuk geçmesinden yakınma
B) Son pişmanlığın fayda etmeyeceği düşüncesi
C) Yaşamı boşa geçirme korkusu
D) Ölümün her an kapıda olduğundan duyulan kaygı
E) Hayat boyu yaşanan sıkıntılardan duyulan bezginlik
4. Aşağıdakilerin hangisinde alışılmamış bağdaştırmaya örnek yoktur?
A) Her şey akar; su, tarih, yıldız, insan ve fikir.
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
B) Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak
C) Bir Rumeli türküsü kanat çırptı gümüş vazolarda
Sımsıcak bir dua yıkıldı ellerime
D) Artık tutunacak kimsen kalmadı
Nasıl biliyorsan öyle düğümle zamanı
E) Sizinle aynı yemeği yedim senelerce
Aynı türküyü söyledim talim dönüşü
5. Şairler, kendi aralarında gizlice tüneller kazmakta ustadır; asırlar ve kıtalar ayırır görünse de yerin altında açılmış binlerce yolla buluşur onların dünyaları.
Bu cümlede şairlerle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Farklı dünyaların insanları oldukları halde.birbirlerini çok iyi anladıkları
B) Birbirlerini son derece seven, birbirileriyle dayanışma içinde kişiler olmaları
C) Gündelik olanla yetinmeyerek ölümsüzlüğe erişmeyi amaç edinmeleri
D) Birbirlerinin şiirlerini okumakta çok istekli olmaları
E) Aralarındaki onca farka rağmen aslında birbirlerine çok benzedikleri
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Beni hayatta en eğlendiren, keyif veren şey, yazarların birbirleriyle atışmalarıdır.
B) Uzun zamandır neden yapmadığını merak ettiğim şeyi sonunda yaptı ve New York’ta kendisine bir ev satın aldı.
C) Beni nelerin güldürdüğünü araştırmam Cem Yılmaz’ı seyretmekle başladı diyebilirim.
D) Bu memlekette, azınlıkta kalmak zorunda olan birkaç insan dışında hemen herkes çok mutlu.
E) Babama çocukların yanında pipo içmemesini söyledim.
7. Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir “Kâtibim”!…
Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerde görülen ses olayının benzeri aşağıdaki dizelerden hangisinde vardır?
A) Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyar
B) Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği
C) Pembe deyip geçme belalı renk musibet
D) Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor
E) Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin
8. (I) Uluslararası araştırmaların bulgularına göre Akdeniz bölgesi ve bu bağlamda Türkiye, küresel ısınmadan en ağır biçimde etkilenecek. (II) Yerli uzmanların yaptığı araştırmalara göre ise su fakiri olan Türkiye bu bakımdan giderek daha da fakirleşecek. (III) Kuraklık, ani seller ve ülkeyi kuşatan denizlerin seviyesinin yükselmesi Türkiye’yi bekleyen büyük tehlikeler. (IV) Karadeniz 2100 yılına kadar 50-60 cm. yükselecek. (V) Ege, Akdeniz ve Güneydoğu bölgelerinde yağışlar yüzde 20-50 oranında azalacak; Karadeniz Bölgesi’ni ise seller götürecek.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) l. cümledeki “göre” edatı, belirtili ad tamlamasıyla öbekleşmiştir.
B) II. cümledeki “fakirleşecek” sözcüğü hem yapım hem çekim eki almıştır.
C) III. cümle, özne ve yüklemden oluşmuştur.
D) IV. cümlede herhangi bir tamlama kullanılmamıştır.
E) V. cümlede basit, türemiş ve birleşik ada örnek vardır.
9. (I) Herkes insanları tanıdığını sanır. (II) Bu nedenle başkalarını kolaylıkla yargılar. (III) Oysa başkalarını tanımak bir yana, daha kendini tanımamıştır.
(IV) Daha doğrusu, kendi gerçeğinden kaçmıştır.(V) Kendisiyle hesaplaşmayı istememiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi, çatısı bakımından geçişsizdir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
10. Yoruldun artık, bütün gün
didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
bir yerde yorulur.
Bırak kalsın süpürge duvarda,
sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Eylemden türemiş ad
B) Neden bildiren belirteç
C) Bulunma durumunda ad
D) Emir kipinde çekimli eylem
E) Belirtme sıfatıyla kurulan tamlama
11. Harbiye Şehir Tiyatrosunda (I) sahnelendiği yıl gişe rekoru kıran bu oyun birçok (II) kez beyaz perdeye de (III) uyarlanmış ve ülkemizde en çok (IV) seyredilen filimler (V) arasına girmiştir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
12. Yeni bir edebiyat akımıyla mı karşı karşıyayız ? (I) Dört şair arkadaş bir araya gelmişler, (II) kafa kafaya vererek ortak bir bildiri hazırlamışlar. (III) Bir de ad takmışlar bu ortak gibi görünen şiir anlayışlarına : (IV) Yeni bütüncü şiir … (V)
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
13. Ağaçla dostluğu, sırdaşlığı olur mu bir insanın? Olur ki hem de nasıl… Kimi gizli kimi açık bin türlü aşk alıp yürümüştür insanla ağaç arasında. Bir ağacın yanına vardığınızda sizi saran duygu, hayranlıktır. Kollarını açmış, dallarını salıvermiş, yaprağını gürletmiş ağacın davetine kim karşı koyabilir? Gövdesine yaslanır, konuşursunuz. İster pütürlü, yumru yumru ister düz olsun okşarsınız yüzünü. Dallarına tutunur, yaprağını koklarsınız. Diliniz döndüğünce konuşursunuz havadan sudan. Eksik değildir böyle ağaç dostları. Kaçıp onlarla dertleşmeye giden, bir ağaç gövdesine yaslandığında kendini mutlu, güvende hisseden pek çoktur.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişileştirme yapılmıştır.
B) Senli benli bir havası vardır.
C) Soru cümlelerinden yararlanılmıştır.
D) Öznellik söz konusudur.
E) Alıntıya yer verilmiştir.
14. Şiirin yeni boyutlar, yeni tatlar oluşturması gündelik yaşamla göbek bağını koparmamasına bağlıdır. İnsanoğlunu kini, öfkesi, acısı, umudu, sevgisi ve tutkusuyla kavrayan şiir, yürekleri kıpırdatır. Böyle olmaz da yaşamdan, insanoğlundan koparsa şiir, çoraklaşır kendiliğinden; kurur, tükenir. Çünkü şiiri besleyen damarların tümü yaşamın içinde, insanoğlunun duygu evreninde gizlidir. Bu yüzden ozanlar, gündelik yaşama inip insanı yaşamının ayrıntıları içinde kavradıkları oranda insancıl kılabilirler şiirlerini.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Somutlamaya başvurulmuştur.
B) Koşul cümleleri kullanılmıştır.
C) Tanık gösterme vardır.
D) Açıklayıcı anlatımla yazılmıştır.
E) Mecazlardan yararlanılmıştır.
15. Kimi zaman bir gazete ya da dergi sayfasında bir yazının, bir makalenin altında “eğitimci yazar” “araştırmacı yazar” yahut yalnızca “yazar” gibi sıfatlarla karşılaşıyorsunuz. Bu imza sahiplerinin ne kadar eğitimci, araştırmacı oldukları bir yana; nerede, ne zaman ve ne yazdıkları da meçhulümüzdür. Bu adam bir yazı yazmış ve gazetede yayımlamışsa iyi ya da kötü, yeni ya da eski, meçhul ya da meşhur, adı üstünde zaten bir yazardır. Yazısının altına bir de “feşmekân yazar” diye not düşmenin ne anlamı var! Yazının kıymeti, bu garip sıfatlara göre ölçülecek değil ya!
Bu paragrafta aşağıdaki anlatım türlerinin hangisinden yararlanılmıştır?
A) Söyleşmeye bağlı anlatım
B) Tartışmacı anlatım
C) Coşku ve heyecana bağlı anlatım
D) Betimleyici anlatım
E) Öyküleyici anlatım
16. Büyük sanatçıların, tarih sahnesinde gerçekleşmekte olan değişikliğin yardımcı gücü değil de asıl yapıcı öğelerinden biri oldukları bilinciyle ve kendilerine müdahale edilmeden yarattıkları yapıtlar her zaman canlı, her zaman yol göstericidir. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yazılan bir yığın ısmarlama kahramanlık şiirinin unutulmuş olmasına karşılık, Nâzım’ın hiçbir müdahale olmadan büyük bir içtenlikle yazdığı “Kuvayı Millîye” destanının dipdiri yaşamakta oluşu bunun en güzel kanıtıdır.
Bu parçada yazar, düşüncesini inandırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?
A) Tanımlama B) Örnekleme C) Tanık gösterme D) Alıntılama E) Benzetme
17. (I) Bir yerde doğmak, bir rastlantıdır. (II) Hele bir yazarın doğduğu yer, bir belirleyici olmaz da bir istatistik olur çoğu zaman. (III) Coğrafya hiç gözardı edilmemesi gereken bir öğedir insanın künyesinde. (IV) İşte, benim bildiğim, yazar sözlüklerinde, ansiklopedilerde, Sinop ili içinde doğan Ahmet Muhip Dıranas’la ben varım sadece. (V) Üstelik Sinop benim doğduğum yer değil, nüfus kütüğümün bulunduğu il, aynı zamanda.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisi parçadaki dil ve düşünce akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
18. —Biz onlarla bir ön görüşme yapar, niçin bu mesleği seçtiklerini sorarız. Biraz da genel kültürlerini yoklamak için neler okuduklarını, meraklarını, sanat ve edebiyatla, yakın tarihle ilgilerini ölçmeye çalışırız. Doğrusunu söylemek gerekirse karşılaştığımız manzara tam anlamıyla iç karartıcıdır.
Bu parçanın aşağıdaki cümlelerden hangisiyle başlaması en uygundur?
A) Üniversitedeki gençlerin büyük çoğunluğu kampus ile ev ya da yurt arasında gidip geliyor sadece.
B) Öğrencilik yıllarındaki kadar bol zamanı; okuma, gezme ve gönlünce işler yapma imkânını bir daha bulamıyor insan.
C) Pek çok genç arkadaşımız üniversite yıllarını bütünüyle boşa geçiriyor.
D) Zaman zaman gazeteye üniversiteyi yeni bitirmiş gençler gelir, iş başvurusunda bulunurlar.
E) Gençlerin çoğu, “Ben bir gün filanca adam yada filanca kadın olacağım.” diye bir model seçmiyor kendine.
19. Kendi başıma kitap seçip okumaya başladığım yaşı tam olarak hatırlamıyorum. Hatırladığım şu ki, okuyacağım kitabı evde olanların arasından kendim seçerdim. Satın alırken de kimi zaman kapağına bakar, kimi zaman içini karıştırır, kimi zaman da elimi uzatınca ilk dokunduğumu alırdım. Gece yarılarına kadar okurdum. Okuma tutkum şimdi de devam ediyor. Artık okuduklarımı yorumluyorum. Eskisi gibi rastgele okumuyorum. Eleştirmenleri dikkate alıyorum ama baskıdan, yönlendirilmekten hoşlanmıyorum.
Aşağıdakilerden, hangisi bu sözleri söyleyen kişinin özelliklerinden biri olamaz?
A) Kitap seçiminde gelişigüzellikten kurtulması
B) Okuma alışkanlığını ileri yaşlarda kazanması
C) Okumaya tutkuyla bağlı olması
D) Okuduğu kitapları özgürce seçebilmesi
E) Okudukları üzerinde düşünebilmesi
20. Ustalık istiyor portre yazarlığı. (I) Yazacağınız kişiyi, ruhunun kıvrımlarına kadar tanımalısınız önce; onunla ruh arkadaşlığına girmelisiniz. (II) Bir çeşit “empati” yeteneğiniz olmalı; kendinizi yazacağınız kişi yerine koyup onun duyduklarını kendi içinizde duyabilmelisiniz. (III) Onun acılarına ortak oluyor, sevinçlerini paylaşıyorsanız “empati” sağlamışsınız demektir; artık yazabilirsiniz onu. (IV) Portre yazarlığını Stefan Zweig kadar başarabilen başka bir kişi tanımıyorum doğrusu. (V) Stefan Zweig, Dickens’i, Dostoyevski’yi, Nietzsche’yi, Tolstoy’u anlatmaz sadece; yaşar onları.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak ikinci paragrafa geçilmelidir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
21. Yazı için, insanın ruhunun ve kişiliğinin aynası derler. Bizim neslin ruhu gibi yazısı da kargacık burgacıktı. İyi kötü, kör topal, elle yazıyorduk ki bilgisayar gelip bizi esiri edince, bağımız büsbütün koptu yazıyla. Çakıyla açılan kurşun kalemler geçen yüzyılda kaldı çoktan. Dolma kalemse ancak tutkunlarının cebinde, bir aksesuar gibi dolaşıyor artık. Belki imzadan imzaya çıkıyor, belki de bir iki satırlık notçuklar için açılıyor kapağı. Bir gün, artık o ceketin cebinde olmayacağının korkusunu yaşıyor olmalı şimdi bütün dolma kalemler. Nitekim öyle oluyor, unutuluyor.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmuştur?
A) El yazısının, kurşun kalemin ve dolma kalemin günümüzde unutulmaya yüz tuttuğu
B) Teknolojinin gelişmesi sayesinde elle yazma alışkanlığından kurtulduğumuz
C) İnsanın kişiliğinin gelişmesinde yazının büyük bir rolü bulunduğu
D) El yazısının geliştirilmesinde dolma kalemle yazmanın önemli olduğu
E) Bilgisayarın, getirdiği kolaylıklar kadar bazı olumsuz yönlerinin de bulunduğu
22. Aşağıdaki yargıların hangisinde bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) Türkçenin ilk yazılı örnekleri Uygurca Dönemine aittir.
B) Türkiye Türkçesi; Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlı Türkçesini takip eden gelişim sürecinde ortaya çıkmıştır.
C) Türkiye Türkçesi yazı dilinin oluşumunda İstanbul ağzı temel alınmıştır.
D) 13. yüzyıldan itibaren Türkçe, Kuzey-Doğu Türkçesi ve Batı Türkçesi şeklinde iki ana kola ayrılmıştır.
E) Türkler, Göktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kiril alfabelerini kullanmışlardır.
23. Aşağıdaki dizelerin hangisinde mübalağa (abartma) yapılmıştır?
A) Bakılırsa çoğalır yıldızlar gecede
Parmaklarınla sayılmaz
B) Vakit sensiz geçen günün ertesi
Sustu kuşların şen şakrak sesi
C) Çok olun, çocuklar, çok olun
El ele verin, çocuklar, el ele
D) Ayrılığımızı hissettiğim an
Demirler eriyor hırsımdan
E) Kalbim kavgalara ve fırtınalara alışık
Tayfalar gibi canım sıkılır karada
24. Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın,
Kulaklarım komşuların ayak sesinde;
Varsın yine bir yudum su veren olmasın,
Başucumda biri bana “su yok” desin de!
Bu dörtlükteki uyak örgüsü ve uyakların türüyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Çapraz uyak – Zengin uyak
B) Sarma uyak – Zengin uyak
C) Çapraz uyak – Tam uyak
D) Sarma uyak – Tam uyak
E) Örüşük uyak – Yarım uyak
25. Bilmem siz de benim gibi misiniz? Bazı insanlar karşısında nutkum tutulur. Sarhoşlar, bunaklar, deliler ve demagoglar. Çünkü bu insanlarla mantıklı iki çift laf edemezsiniz. Ortak bir dil tutturmanız olanaksızdır. Söze nereden başlamıştık, şimdi neyi konuşuyoruz, diye düşünmeyin onlarla konuşurken; boşuna olur.
Bu paragraf aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmıştır?
A) Günlük B) Makale C) Roman D) Deneme E) Eleştiri
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
27. 17 Mayıs 1977
Sevgili Özgeciğim,
Mektubunu bu sabah aldım. Bana böyle uzun ve güzel bir mektup yazdığın için teşekkür ederim. Yazdığın hikâyeyi de çok beğendim. Yalnız bazı yerlerde kelimeleri eksik ya da fazla yazmışsın. Bunlar önemli değil; asıl dil bilgisi kurallarında bazı hatalar yapıyorsun. Benim kızımın yazılarında böyle hatalar olmamalı. (…) Söz verdiğin gibi sık ve uzun uzun yaz bana, olur mu? Seni hasret ve sevgiyle çok çok öperim.
Oğuz Atay
Bu metinle ilgili aşağıdaki açıklamaların hangisi yanlıştır?
A) Özel mektup örneğidir.
B) Gönderici Oğuz Atay ile alıcı Özge arasında bir iletişim söz konusudur.
C) Tarihin sağ üst köşede belirtilmesi mektup düzenine aykırıdır.
D) İletişim kanalı yazılı metin, kod Türkçedir.
E) İleti, dil göstergelerinden oluşmuştur.
28. Aşağıdaki parçalardan hangisinde okura yönelik eleştiri anlayışı ağır basmaktadır?
A) Güzel Aydınlık’ı okuyorum şimdi. Biliyorum içindeki şiirlerden kimini beğenmeyeceğim; onuncu, yüzüncü okuyuşta da beğenmeyeceğim. Ama kimi de var, çok güzel bir şiir olduklarını daha şimdiden sezdiriyor.
B) Gördünüz ki “Ece Ayhan şiiri”nden çok “Ece Ayhan olayı”ndan söz ettim size. Çünkü 1950 ve sonrası kuşağının şiirini övmek isteyenlerin de yermek isteyenlerin de kalkanı odur.
C) Kurulu düzenle bütünleşmiş orta tabaka insanlarının ikircikli davranışlarını ustalıkla sergileyen yazar, kapitalizmin robotlaştırdığı işçilerin dramına da ışık tutuyor.
D) Yazar, bu romanında, ülkemizde bir köyün, traktörün girmesiyle birlikte nasıl değiştiğini gösteriyor.
E) Ne var ki yazar, bu toplumsal değişmenin üzerinde fazla durmuyor, şöyle bir değinip geçiyor.Asıl göstermek istediği, gelişme değil, bir düzenin çöküşü, yozlaşması, yok olması.
29. Sekiz cennet yaptın sen âdem için
Adın büyük bağışla onun suçun
Âdem’i cennetten çıkardın niçün
Buğday nene lâzım harmancı mısın
Bu dörtlük aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnektir?
A) İlâhi B) Güzelleme C) Mersiye D) Tevhid E) Sathiye
30. Aşağıdakilerden hangisi İslâmiyet öncesi Türk şiirinin özelliklerinden değildir?
A) Koşuk, sagu gibi nazım türleri görülür.
B) Çin edebiyatının etkisi altında kalmıştır.
C) 7’li, 8’li, 12’li hece kalıpları kullanılmıştır.
D) Çoğunlukla yarım uyak kullanılmıştır.
E) Yazıya geçirilen ürünler çok azdır.
31. Aşağıdakilerden hangisi “Atabetü’l-Hakayık” adlı eserin özelliklerinden biri değildir?
A) 12. yüzyılda Yüknekli Edip Ahmet tarafından yazılmıştır.
B) Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
C) Dinî ve ahlaki öğütlerin verildiği didaktik bir üründür.
D) Mesnevi nazım biçimiyle yazılmış ancak aralara dörtlükler serpiştirilmiştir.
E) Türklerin Şamanizm, Budizm, Maniheizm gibi İslamlık öncesi inançlarını yansıtır.
32. Yazıya geçirilişi 15. yüzyılın sonu, 16. yüzyılın başlarıdır. Eseri oluşturan on iki hikâye, Müslümanlığı yeni seçmiş Oğuzların yaşayışları üstüne kurulmuştur. Tanrı sevgisi, peygambere bağlılık, yiğitlik, konukseverlik, çocuk sevgisi, kıskançlık gibi temaların işlendiği hikâyelerin dili, 14. ve 15. yüzyıllarda Anadolu’da konuşulan halk Türkçesidir. Düz yazı bölümlerinde seci ve aliterasyon örneklerinin bolca görüldüğü eserin nazım bölümlerinde belli bir uyak ve ölçü yoktur. Bu eser destan geleneğinden halk öykücülüğüne geçişte bir köprü görevi görmüştür.
Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?
A) Âşık Garip Hikâyesi
B) Risaletü’n Nushiyye
C) Kitab-ı Dede Korkut
D) Manas Destanı
E) Mantık’ut Tayr
33. Aşağıdakilerden hangisi orta oyununun özelliklerinden biri değildir?
A) Seyircilerce çevrili bir alanda oynanması
B) Bir metne bağlı kalınmadan oynanan doğaçlamaya dayalı bir oyun olması
C) Başlangıç, muhavere, fasıl ve bitiş olmak üzere dört bölümden oluşması
D) Kesin biçimini 19. yüzyılda kazanması
E) İki kişilik bir oyun olması
34. Aşağıdakilerden hangisi divan nesrinin özelliklerinden biri değildir?
A) Cümle sonunda seci denilen uyakların olması
B) Sade, orta ve süslü nesir olarak üç kola ayrılması
C) Tezkire, münşeat, mektup, hatırat, seyahatname gibi türlerde kullanılması
D) Cümlelerin kısa ve devrik olması
E) Noktalama işaretlerinin kullanılmaması
35. I. Şiirlerinde hem hece hem aruz ölçüsünü kullanmıştır.
II. Divan’ı ve mesnevi biçiminde yazdığı bir öğüt kitabı vardır.
III. 13. yüzyıl Anadolu’sunda sevgi ve hoşgörünün simgesi olmuştur.
Numaralı cümlelerdeki özellikler aşağıdaki sanatçılardan hangisine aittir?
A) Pir Sultan Abdal
B) Hoca Dehhani
C) Ahmet Yesevi
D) Yunus Emre
E) Mevlana Celalettin Rumî
36. —, 17. yüzyılda Hindistan’a giden bazı. İran şairlerinin açtıkları yeni bir şiir çığırıdır. Bu çığırı 17. yüzyılda — ve —, 18. yüzyılda — başta olmak üzere bazı Türk şairler de benimsemişlerdir. Söz oyunları yerine anlam derinlikleri ve anlam oyunları koymak; açık ve düz söyleyişleri bırakıp mecazlarla yüklü belirsiz ve güç anlaşılır bir şiir yolu tutturmak; işitilmemiş ve geniş hayallere dayanan yeni mecazlar bulmak; her mısrada üstün bir iç musikisi, söz ahengi sağlamak, bu yeni tarzın divan şiirine getirdiği başlıca yeniliklerdir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Mahallileşme – Nabi – Nef’i – Nedim
B) Türkî-i Basit-Aydınlı Visali – Nazmi – Mahremi
C) Sebk-i Hindî – Naili – Neşati – Şeyh Galip
D) Fecriati – Tahsin Nahit – Celal Sahir – Faik Ali
E) Nev-Yunanilik – Yahya Kemal – Salih Zeki -Mustafa Seyit Sutüven
37. (I) Şinasi, şiirlerini Müntehabat-ı Eş’arım (Şiirlerimden Seçmeler) adlı kitapta toplamıştır. (II) Gazel, kaside kıt’a gibi divan edebiyatı nazım biçimlerini kullanmış olsa da plan, dil ve üslup bakımından eskiye bağlı değildir. (III) Şiirlerinde konu birliğine önem vermiştir. (IV) Mustafa Reşit Paşa için yazdığı kasidelerde nesip, girizgâh, fahriye gibi bölümleri atmış; övgülerini Mustafa Reşit Paşa’nın yaptığı işlere yönetilmiştir. (V) Bütün şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmış, “halk için sanat” ilkesini benimsemiştir.
Bu parçada numaralı cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
38. I. Edebiyatımızda konusunu köyden alan ilk romanın ya da kimilerine göre ilk uzun hikâyenin yazarıdır.
II. Tanzimat Dönemi’nde realizmin en güçlü temsilcisidir.
III. Diğer bir eserinde natüralizmden etkilenerek psikolojik roman türünün denemesini yaptıysa da fazla başarılı olmamıştır.
Numaralanmış cümlelerde özellikleri verilen sanatçı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Rauf
B) Peyami Safa
C) Nâbizade Nâzım
D) Ahmet Mithat Efendi
E) Recaizade Mahmut Ekrem
39. Aşağıdakilerden hangisi Tevfik Fikret ile Mehmet Akif Ersoy’un ortak özelliklerinden biri değildir?
A) Batı uygarlığını bir bütün hâlinde benimsemişlerdir.
B) Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamışlardır.
C) Yabancı sözcük ve tamlamalar kullanmışlardır.
D) Toplumsal sorunlara yer vermişlerdir.
E) Gençliğe yol göstermeye çalışmışlardır.
40. Aşağıdakilerin hangisi Servetifünun romanının özelliklerinden biri değildir?
A) Konuların İstanbul’daki yüksek tabakaya mensup kişilerin hayatından alınması
B) Yabancı sözcük ve tamlamalarla yüklü ağır bir dilin ve sanatlı bir anlatımın kullanılması
C) Realist yöntemlerle yapılan çevre tasvirlerine ve ruh tahlillerine yer verilmesi
D) Romanın biçim ve yapı özelliklerine önem verilmesi
E) Batılılaşmayı Avrupalılar gibi giyinip eğlenmek olarak algılayan alafranga tipin eleştirilmesi
41. Aşağıdakilerden hangisi Millî Edebiyat Dönemi’nin özelliklerinden biri değildir?
A) Konuşma dilinin, yalın ve açık bir anlatımın benimsenmesi
B) Şiirde hece ölçüsünün kullanılması
C) Roman ve hikâyede Batı tekniğine uymaktan vazgeçilmesi
D) Ulusal kaynaklardan yararlanma yoluna gidilmesi
E) Konu olarak yurt gerçeklerinin ele alınması
42. Halide Edip Adıvar, “Sodom ve Gomore” romanında Mondros Ateşkes Antlaşması’yla işgal altına giren İstanbul’un üst katmanlarındaki kimi çevrelerin vurdumduymazlıklarını ve çılgınlıklarını anlatmıştır.
Bu cümledeki bilgi yanlışı aşağıdakilerden hangisinde belirtilmiştir?
A) “Sodom ve Gomore’de İstanbul değil, Ankara’nın Kurtuluş Savaşı yıllarındaki durumu anlatılmıştır.
B) Halide Edip Adıvar’ın belirtilen konuyu işleyen romanı Sodom ve Gomore değil, Tatarcık’tır.
C) “Sodom ve Gomore” roman değil, bir tiyatro eseridir.
D) “Sodom ve Gomore” adlı roman Halide Edip’in değil, Yakup Kadri’nindir.
E) “Sodom ve Gomore” adlı roman Halide Edip’in kendi eseri olmayıp çevirilerinden biridir.
43. I. “Millî şair” unvanı ilk kez ona verilmiştir.
II. Açık ve yalın bir anlatımla yazdığı şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
III. Servetifünunculardan etkilenerek nazmı nesre yaklaştırmış; sone, serbest müstezat gibi biçimler kullanmıştır.
IV. Türk şiirine yeni temalar kazandırmış olsa da halk Türkçesinin canlılığını yakalayamamış; söyleyiş güzelliğine ulaşamamıştır.
Numaralanmış cümlelerde belirtilen özellikler aşağıdaki sanatçılardan hangisiyle ilgilidir?
A) Fazıl Hüsnü Dağlarca
B) Ahmet Hamdi Tanpınar
C) Ziya Osman Saba
D) Ahmet Kutsi Tecer
E) Mehmet Emin Yurdakul
44. Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bir iş var bu işin içinde.
Bu şiirin biçim, dil ve anlatım özellikleri dikkate alındığında şairinin aşağıdaki topluluk, anlayış ya da dönemlerden hangisine bağlı olduğu söylenebilir?
A) Servetifünun
B) Millî Edebiyat
C) Yedi Meşaleciler
D) Birinci Yeniciler
E) İkinci Yeniciler
45. Necip Fazıl Kısakürek’le ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Millî Edebiyat akımının en başarılı sanatçılarındandır.
B) Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
C) Oyunlarında metafizik ve mistik sorunlar ağır basar.
D) Şiirlerinde insanın iç dünyasını, tutkularını, yalnızlığını, iç çatışmalarını işlemiştir.
E) Şiiri mutlak gerçeği arama yolunda bir uğraş olarak görmüştür.
46. Aşağıdaki eserlerden hangisi belirtilen döneme ait değildir?
A) Gülnihal: Tanzimat
B) Hayal İçinde: Servetifünun
C) Türk Sazı: Millî Edebiyat
D) Havaya Çizilen Dünya: Fecriati
E) Rahatı Kaçan Ağaç: Cumhuriyet
47. Kurtuluş Savaşı’nı konu alan ilk roman,Halide Edip Adıvar’ın Ateşten Gömlek (I) adlı eseridir. Tarık Buğra’nın Küçük Ağa (II) . Kemal Tahir’in Yorgun Savaşçı (III) , Yakup Kadri’nin Yaban (IV) ve Attila İlhan’ın Yaraya Tuz Basmak (V) adlı romanları da aynı konuyu işlemiştir.
Yukarıdaki altı çizili yerlerden hangisinde bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
48. I. Zeytindağı
II. Türk’ün Ateşle İmtihanı
III. Mor Salkımlı Ev
Yukarıdaki eserlerin ortak özelliği aşağıdakilerin hangisidir?
A) Kurtuluş Savaşı yıllarını yansıtmaları
B) Aynı sanatçıya ait olmaları
C) Türlerinin anı olması
D) Romantizm etkisinde yazılmaları
E) Tanzimat Dönemi özelliklerini taşımaları
49. Ben böyle bir deniz görmedim ne kadar seni düşündüm
Gittim ne kadar bilmezsiniz ne türlü karanlık
Baktım ki biri yok o kentlerin, hiç olmamışlar gördüm
S bir kadın balkonunda baksam ne zaman olurdu
E sesinde yüzlerce trenler yürüdü Galile’de
Bu dizelerin şairi aşağıdaki edebî topluluk ya da eğilimlerden hangisiyle ilişkilendirilebilir?
A) Birinci Yeniciler
B) Yedi Meşaleciler
C) Hisarcılar
D) Toplumcu Gerçekçiler
E) İkinci Yeniciler
50. Sait Faik Abasıyanık, hikâyelerinde insan ve doğa sevgisini, yaşama sevincini, yalnızlık duygusunu (I) dile getirmiş; İstanbul balıkçılarının, yoksul, avare (II)
insanların yaşamlarına ilgi duymuştur. Kimi hikâyelerinde gerçeküstücü özelliklere (III) yer veren yazar,olaya, kişilere, entrikaya, başlangıç ve sonuca dayanan hikâye anlayışını (IV) benimsemiş ancak dil kurallarına pek özen göstermeden, konuşma dilinin doğallığı içinde (IV) yazmıştır.
Yukarıdaki parçada altı çizili bölümlerin hangisinde bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
51. En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Canım ağzıma geldi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik âlâsı demesini
Ne demesini be
Gümbür gümbür gümbürdemesini bileceksin
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Manzum hikâye örneğidir.
B) Ahenk sağlamada rediflerden yararlanılmıştır.
C) Folklordan yararlanılmış, halk söyleyişlerine yer verilmiştir.
D) Akıcı bir anlatım, doğal, rahat bir söyleyiş vardır.
E) Didaktik öğeler ağır basmaktadır.
52. Ben oraya koymuştum, almışlar,
Arasına sıkışık saatlerin.
Çıkarır bakardım kimseler yokken;
Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar.
Kışken ilkyaz, sularımda açardı;
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar
İçerik ve biçim özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, bu şiirin aşağıdaki şairlerden hangisi tarafından yazıldığı söylenebilir?
A) Faruk Nafiz Çamlıbel
B) Orhan Veli
C) Behçet Necatigil
D) Yahya Kemal Beyatlı
E) Mehmet Akif Ersoy
53. Denizi ve deniz insanlarını anlattığı hikâye ve romanlarıyla (I) tanınan Cevat Şakir Kabaağaçlı, eserlerinde Halikarnas Balıkçısı (II) adını kullanmıştır. Ege
tarihine ve eski Yunan mitolojisine (III) hayranlığını bütün eserlerinde ortaya koyar. “Üç İstanbul“(IV) en başarılı romanıdır. ‘Turgut Reis” ve “Uluç Reis“(V) adlı romanları ise onun Türk denizcilik tarihine karşı ilgisini gösteren eserleridir.
Yukarıdaki altı çizili sözlerden hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
54. Bunlar 1950 yılında çıkmaya başlayan — dergisi etrafında toplanmış şair ve yazarlardır. 1980’e kadar yayını devam eden dergide, yenilikleri reddetmemekle birlikte geleneğe aykırı düşmemeyi temel alan bir anlayış savunulmuş; dil konusundaki aşırılıklara, öz Türkçe akımına karşı çıkılmıştır. Mehmet Çınarlı, Gültekin Sâmanoğlu, İlhan Geçer, Mustafa Necati Karaer, Fevzi Halıcı, Yahya Akengin, Yavuz Bülent Bakiler, Coşkun Ertepınar, dergide imzaları en çok görülen sanatçılardır.
Bu parçadaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Hisar B) Mavi C) Varlık D) Dergâh E) Ağaç
55. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Haydar Ergülen, hikâyelerinde ince ve lirik bir duyuşla insan dünya ilişkisini, insanın evrendeki yerini sorgulamış; her hikâyesini bir ana imge etrafında kurgulamıştır.
B) Kemal Özer, Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya adlı yapıtında toplumcu anlayışı epik anlayışla bağdaştıran şiirlerini bir araya getirmiştir.
C) Ortadaki Adam’ la başladığı hikâye yazarlığını sonraki yapıtlarıyla önemli bir noktaya getiren Mustafa Kutlu, hikâyelerini iç konuşmalar, canlı diyaloglar, geleneksel anlatı öğeleri ve farklı metinlerden alınmış parçalarla zenginleştirir.
D) Attila İlhan Dersaadet’te Sabah Ezanları adlı romanında, Mütareke yıllarının getirdiği sefaleti yansıtarak zafer sonrasının hızlı kalkınma çalışmalarına dikkat çeker.
E) Elif Şafak, Türk edebiyat tarihinin en kısa sürede en çok satan edebî yapıtı Aşk adlı romanında hayatın anlamı peşinde bir aşk macerasını tasavvufla yoğurarak anlatır.
56. Aşağıdakilerden hangisi sembolizmin bir özelliği değildir?
A) Bilinçaltının karmaşık dünyasını sanata aktarma amacı güdülmüştür.
B) Doğa ve insan ilişkileri açıkça anlatılmaz, okurun duyularına seslenilerek sezdirilir.
C) Bilinen sözcüklere yeni anlamlar yüklenerek şiirin kapalı bir güzellik olması sağlanır.
D) Klasik nazım biçimleri yerine serbest nazım kullanılır, uyakla ilgili kurallar esnetilir.
E) İşlenen temalar yarı aydınlık ve karamsardır; bireyi öne çıkaran bir şiir akımıdır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.