Kültür Kelimesi
Yazan: Aykut İşcanoğlu
Kültür kelimesi acaba batı dillerindeki “culture”(ing), ya da “kultur” (alm) gibi kelimelerin dilimize uyarlanmış şekli midir? Ben bu şekilde düşünüyordum ve bu kelimeyi kullanmam icap ettiğinde en azından bizim kültürümüze daha yakın diye arapça “hars” kelimesini kullanıyordum. Ama bu kelimenin kökeninin Türkçe olduğunu hem de yüce Atatürk’ün sözlerinden okuyunca oldukça şaşırdım. Yazının başının özeti kısaca şu: TDK toplantısında dilimizi yabancı kelimelerden arındırma konusu tabi ki gündem maddesidir. Bu hususta örnek olarak kültür kelimesi ortaya atılır. İşte Atatürk’ün bu kelime ile ilgili söyledikleri. Daha önceden okumadıysanız çok ilginizi çekecektir. Yunus Nadi’nin ağzından Atamızın bu konudaki sözlerini aynen aktarıyorum. “-İsterseniz”, dediler, “evvelâ mevzuubahsimiz olan kültür kelimesini ele alalım.” Şöylece bir tesadüf bu kelime bile bizi tenvire(aydınlatmaya) kifayet etti.
Bunları söyleyerek Büyük Reis bize yanlarındaki bir kitabı uzatarak: “-Evvelâ”, dediler, “bu kitabın ismini, müellifini (yazarını) ve basma tarihini okuyunuz. “Okuduk: -Lûgat-i Çağatay. Müellifi Şeyh Süleyman Efendi Buharî. İstanbul 1298 Sonra da: “-Şimdi”, dediler, “bu kitapta kilturmak kelimesini bulunuz!” Bulduk. “-Kelimenin karşısındaki mana izahlarını okuyunuz.” dediler. Şöylece okuduk: -Getürmek, ihzâr, isâl. İrat ve peyda etmek. Sevk ve ikame etmek. Takarrür. Bundan sonra Gazi Hz. şunları söylediler: -“Türkçe fiillerinde mek ve mak lâhikalarının(eklerinin) kaldırılmasıyla geri kalan maddenin asıl kelime olduğunu bilirsiniz. Kilturmak fiilinin asıl maddesi kilturdur demek. Fransızca, İngilizce, Almanca gibi belli başlı garp dillerinde pek az telâffuz farkıyla kullanılan kültür kelimesi ile bu kiltur kelimemiz arasında telâffuz itibariyle olduğu gibi mana itibariyle de mevcut olan kuvvetli tetabuka (uygunluğa) dikkat etmemek mümkün müdür? Malûmdur ki garp dillerinde kültürün manası hem maddîdir, hem manevî. Türkçede de aynı. Nihayet Çağatayî Türkî de yapılacak işe takarrür edecek son şeklini vermeğe kiltur diyor. Frenk tarlayı ekmeğe kültür dediği gibi ulûm ve fünûnda tekemmül muhassalasına da kültür diyor. Şeyh Süleyman Efendii Buharî’nin bu kiltur kelimesini garp lisanlarından almamış olduğuna şüphe yok. Öyle bir şey hatıra dahi gelemez. Bu zâtın Türk dilleri şubelerinden Çağatay canın kelimelerini toplamış ve onların manalarını yazmış olduğu meydandadır. Pek ufak bir telâffuz farkıyla kelime bütün manaları itibariyle Asya’da ve Avrupa’da aynıdır. Acaba onun asıl menşei Asya mıdır, Avrupa mıdır? Burasını tetkike çok zaman ve imkânımız vardır. Fakat şimdiden söylenebilir ki kelime esasen Asyalıdır. Avrupa’nın hâlen çok müterakki (ileri) olduğunda şüphe olmayan kültürü dahi aslen Türk’tür demek olur…
Filhakika biz kültür kelimesini garp medeniyetinde gördükten sonra onu Arapça bir kelime ile ifade etmek için hars kelimesini almışız. Hars ve haraset, kültürün aslına ve iştikaklarına maddî ve manevî manalarıyla tetâbuk eden (uygun düşen) bir kelimedir. Garp dillerindeki kültür kelimesine menşe olarak Lâtince kültüra (cultura) ve kültive (cultiver) mukabili olarak da kültivare (cultivare) kelimelerini buluyoruz ki aynı ile hars ve haraset demektir. Fakat şimdi asıl Türk dilinde kiltur kelimesini buluyoruz,bunun da aynen kültür demek olduğunu görüyoruz.”Gazi Hz.nin bu yolda verdikleri izahlara ve tafsillere (açıklamalara) nazaran yukarıya kaydetmiş olduğumuz bu kültür ve kiltur tetâbuku şöylece ilk misallerden biridir. İlk tetkiklerin umumî bir göz gezdirişten ibaret olan ilk araştırmaları ortaya şimdiden böyle yüzlerce misal koymuştur. Bu tetkikler ise yoktan bir şey icat etmek veya yakıştırmak için yapılmıyor. Evvelâ Türk’ün tarihi tespit olunmuştur. Bu tarih, tarihe hâkim olan bir hayattır. Ondan sonradır kişimdi bu hakikatin diğer evsaf ve eşkâli üzerinde çalışmağa geçilmiştir. Vereceği müspet neticeler evvelinden bilinerek diyebiliriz ki Türk’ün kültürü uyanmıştır, ayaklanıyor. (Yunus Nadi)
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.