Custom Search

Hikaye

9 Şubat 2013

HİKAYE

Olmuş ya da olması mümkün olan olayları anlatan  kısa sanat eserleridir.  Gerçekleşmesi mümkün bir olayı yer, zaman ve kişi belirterek işleyen sanatsal kısa yazılara hikâye denir.

Hikayenin (Öykünün) Genel Özellikleri:

  • Hikâye, insan hayatının bir kısmını, yer ve zaman kavramına bağlayarak anlatır.
  • Hikâyede olay veya durum vardır. Olay ya da durum şahıslara bağlanır; olay veya durumun ortaya konduğu mekan ve zaman belirtilir; bunlar sürükleyici ve etkileyici anlatım ile işlenir.
  • Öykülerde düşündürmekten ziyade, duygulandırmak ve heyecanlandırmak ön plandadır.
  • Öyküler (hikayeler), gerçek veya hayal ürünü bir olayı kısa biçimde işler.
  • Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, çoğunlukla önemli bir olay veya  sahne aracılığı ile tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesi ile roman ve diğer edebiyat türlerinden ayrılır.
  • Hikâye, olay eksenli bir edebiyat türüdür. Öyküde temelde bir olay mevcuttur ve olaylar genellikle yüzeyseldir.
  • Hikâyeler daha çok yazarların anılarını anlatması biçiminde ortaya çıkar.
  • Hikâye kısa bir edebi tür olduğu için bu yapıtlarda fazla teferruata girilmez. Olayın veya  durumun öncesi, sonrası okura sezdirilir. Okur, birtakım sözcüklerden yararlanarak ve düş gücünü kullanarak kişiler ile ilgili veya  olaylar ve durumlar ile ilgili hükümlere ulaşabilir.
  • Hikâyeler Avrupa’da roman ile yaklaşık olarak aynı zamanlarda ortaya çıkmıştır. Özelikle Realizm akımının etkili olduğu tarihlerde  öykü türü müstakil bir edebi tür olarak kendisini göstermiştir.
  • Tek bir olay vardır. Olaycıklar yoktur.
  • Şahıs kadrosu dardır.
  • Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir anı içinde anlatılır.

Yapı Unsurlar:

1)    Olay:  Hikâyede  üzerinde  söz  söylenen  yaşantı  ya da  durumdur

2)   Kişiler:  Olayın  oluşmasında  etkili olan ya  da olayı  yaşayan  insanlardır.

3)    Yer:  Olayın   yaşandığı  çevre  veya  mekândır.

4)    Zaman : Olayın  yaşandığı  dönem,  an   mevsim  ya  da   gündür.

5)    Dil  Ve  Anlatım :  Hikâyenin dili açık,  akıcı  ve  günlük  konuşma  dilinden  farklı olarak, etkili  sözcük,  deyim  atasözü  ve  tamlamalarla   zenginleştirilmiş   güzel   bir   dil  olmalıdır.

Anlatım  ise:  iki  şekilde  olur   Hikâye  kahramanlarından  birinin ağzından  yapılan  anlatım  “hikâyede  birinci  kişili  anlatım” ;  Olayı  uzaktan  gözlemleyen  üçüncü kişi ağzından yapılan anlatım é tarafsız bakış açısıyla yapılan anlatım Her şeyi  bilen küşü ağzından  yapılan  anlatım “ İlahi  bakış açısıyla “

Hikayede   Plan:

Hikâyenin    planı  da   diğer    yazı  türlerinde   olduğu  gibi üç  bölümden  oluşur; ancak bu  bölümlerin  adları  farklıdır. Bunlar:

1) Serim:   Hikayenin   giriş   bölümüdür.Bu  bölümde  olayın geçtiği  çevre ,  kişiler tanıtılarak  ana  olaya giriş  yapılır.

2)Düğüm : Hikayenin  bütün  yönleriyle  anlatıldığı en  geniş  bölümdür.

3)Çözüm : Hikayenin sonuç  bölümü  olup   merakın bir  sonuca bağlanarak  giderildiği bölümdür

Ancak  bütün hikayelerde  bu plân uygulanmaz ,  bazı  öykülerde  başlangıç  ve sonuç  bölümü  yoktur .Bu bölümler  okuyucu  tarafından  tamamlanır.

Roman ve Hikaye Arasındaki Farklar Nelerdir?

  • Romanda ana bir olay etrafında pek çok yan olay gerçekleşirken hikâye tek bir olay üzerine kurgulanır.
  • Romanda şahıs kadrosu genişken hikâyede dardır.
  • Romanda zaman ve yer hikâyeye göre daha geniş kapsamlıdır.
  • Kısacası hikâyelerde olaylar ayrıntıya inilmeden anlatıldığı için romanın özeti gibidir.

İki çeşit hikâye vardır:

Olay (Klasik Vak’a) Hikâyesi

  • Bir olayın serim – düğüm – çözüm planı dâhilinde anlatıldığı hikâyelerdir.
  • Dünya edebiyatında Fransız hikâyeci “Guy de Maupassant” tarafından ilk örnekleri verildiği için Maupassant Tarzı Hikâye olarak da adlandırılır.
  • Türk edebiyatında en önemli temsilcileri “Ömer Seyfettin” ve “Refik Halit Karay“dır.

Durum (Kesit) Hikâyesi

  • Olayın yalnızca bir kesitinden ve kişinin o anki ruhsal durumundan yola çıkarak yazılmış hikâyelerdir.
  • Duygu, tahlil ve gözleme önem verilir.
  • Serim-düğüm-çözüm planına bağlı değildir.
  • Dünya edebiyatında Rus hikâyeci “Anton Çehov” tarafından ilk örnekleri verildiği için Çehov Tarzı Hikâye olarak da adlandırılır.
  • Türk edebiyatında önemli temsilcileri “Sait Faik Abasıyanık” ve “Memduh Şevket Esendal“dır.

14. yüzyılda İtalyan yazar Boccacio tarafından yazılan Decameron dünya edebiyatında hikâye türünün ilk başarılı örneği kabul edilir.

Türk edebiyatında hikâye alanındaki ilkler şunlardır:

  • İlk hikâye denemesi: Müsameratname (Emin Nihat)
  • İlk yerli hikâye: Letaif-i Rivâyât (Ahmet Mithat Efendi)
  • Batılı tarzda yazılmış ilk küçük hikâye örnekleri: Küçük Şeyler (Samipaşazade Sezai)

Yeterli Gelmedi mi Hiç Sorun Değil, Aşağıdaki Sayfalarımızla da İlgilenebilirsiniz:)) 

Etiketler:

Yorumlar

  1. Hikmet AKSU (Ozan Cemali Hikmet AKSU) dedi ki:

    Klasik tanımlara ve bilgiler çerçevesinde sayfa çok güzel düzenlenmiş ve açık net anlatımlarla paylaşıma sunulmuş. Sanatsal yazın türleri nasıl ki tek daldan ayrışarak günümüze geldi, günümüzde de ayrı gibi görünen türlerin yapı unsur ve özellikleri belirlenerek yeni kulvarlarında gösterilmesi şarttır bence. Bu güne dek, romanı öykünün büyütülmüş yada birleştirilmişi, hikayeyi unsurları ne denli benzeşse de öykünün geçmiş zamanı eskisi ve birbiriyle karıştırılmayacak kadar farklısı, aşıklığı, ozanlığı, şairliği, şiir yazarlığı ve şiir severliği ayrı kategorilerde gördüm ve yorumladım. yorumdan öte iddia ettim. Bu görüşlerimde ısrarcıyım. Hikaye öykü değildir diyor diğerlerinde gördüğüm farklılıkları anımsatıyor saygılar kolaylıklar diliyorum.