Hikaye
HİKAYE
Olmuş ya da olması mümkün olan olayları anlatan kısa sanat eserleridir. Gerçekleşmesi mümkün bir olayı yer, zaman ve kişi belirterek işleyen sanatsal kısa yazılara hikâye denir.
Hikayenin (Öykünün) Genel Özellikleri:
- Hikâye, insan hayatının bir kısmını, yer ve zaman kavramına bağlayarak anlatır.
- Hikâyede olay veya durum vardır. Olay ya da durum şahıslara bağlanır; olay veya durumun ortaya konduğu mekan ve zaman belirtilir; bunlar sürükleyici ve etkileyici anlatım ile işlenir.
- Öykülerde düşündürmekten ziyade, duygulandırmak ve heyecanlandırmak ön plandadır.
- Öyküler (hikayeler), gerçek veya hayal ürünü bir olayı kısa biçimde işler.
- Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, çoğunlukla önemli bir olay veya sahne aracılığı ile tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesi ile roman ve diğer edebiyat türlerinden ayrılır.
- Hikâye, olay eksenli bir edebiyat türüdür. Öyküde temelde bir olay mevcuttur ve olaylar genellikle yüzeyseldir.
- Hikâyeler daha çok yazarların anılarını anlatması biçiminde ortaya çıkar.
- Hikâye kısa bir edebi tür olduğu için bu yapıtlarda fazla teferruata girilmez. Olayın veya durumun öncesi, sonrası okura sezdirilir. Okur, birtakım sözcüklerden yararlanarak ve düş gücünü kullanarak kişiler ile ilgili veya olaylar ve durumlar ile ilgili hükümlere ulaşabilir.
- Hikâyeler Avrupa’da roman ile yaklaşık olarak aynı zamanlarda ortaya çıkmıştır. Özelikle Realizm akımının etkili olduğu tarihlerde öykü türü müstakil bir edebi tür olarak kendisini göstermiştir.
- Tek bir olay vardır. Olaycıklar yoktur.
- Şahıs kadrosu dardır.
- Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir anı içinde anlatılır.
Yapı Unsurlar:
1) Olay: Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur
2) Kişiler: Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan insanlardır.
3) Yer: Olayın yaşandığı çevre veya mekândır.
4) Zaman : Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da gündür.
5) Dil Ve Anlatım : Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır.
Anlatım ise: iki şekilde olur Hikâye kahramanlarından birinin ağzından yapılan anlatım “hikâyede birinci kişili anlatım” ; Olayı uzaktan gözlemleyen üçüncü kişi ağzından yapılan anlatım é tarafsız bakış açısıyla yapılan anlatım Her şeyi bilen küşü ağzından yapılan anlatım “ İlahi bakış açısıyla “
Hikayede Plan:
Hikâyenin planı da diğer yazı türlerinde olduğu gibi üç bölümden oluşur; ancak bu bölümlerin adları farklıdır. Bunlar:
1) Serim: Hikayenin giriş bölümüdür.Bu bölümde olayın geçtiği çevre , kişiler tanıtılarak ana olaya giriş yapılır.
2)Düğüm : Hikayenin bütün yönleriyle anlatıldığı en geniş bölümdür.
3)Çözüm : Hikayenin sonuç bölümü olup merakın bir sonuca bağlanarak giderildiği bölümdür
Ancak bütün hikayelerde bu plân uygulanmaz , bazı öykülerde başlangıç ve sonuç bölümü yoktur .Bu bölümler okuyucu tarafından tamamlanır.
Roman ve Hikaye Arasındaki Farklar Nelerdir?
- Romanda ana bir olay etrafında pek çok yan olay gerçekleşirken hikâye tek bir olay üzerine kurgulanır.
- Romanda şahıs kadrosu genişken hikâyede dardır.
- Romanda zaman ve yer hikâyeye göre daha geniş kapsamlıdır.
- Kısacası hikâyelerde olaylar ayrıntıya inilmeden anlatıldığı için romanın özeti gibidir.
İki çeşit hikâye vardır:
Olay (Klasik Vak’a) Hikâyesi
- Bir olayın serim – düğüm – çözüm planı dâhilinde anlatıldığı hikâyelerdir.
- Dünya edebiyatında Fransız hikâyeci “Guy de Maupassant” tarafından ilk örnekleri verildiği için Maupassant Tarzı Hikâye olarak da adlandırılır.
- Türk edebiyatında en önemli temsilcileri “Ömer Seyfettin” ve “Refik Halit Karay“dır.
Durum (Kesit) Hikâyesi
- Olayın yalnızca bir kesitinden ve kişinin o anki ruhsal durumundan yola çıkarak yazılmış hikâyelerdir.
- Duygu, tahlil ve gözleme önem verilir.
- Serim-düğüm-çözüm planına bağlı değildir.
- Dünya edebiyatında Rus hikâyeci “Anton Çehov” tarafından ilk örnekleri verildiği için Çehov Tarzı Hikâye olarak da adlandırılır.
- Türk edebiyatında önemli temsilcileri “Sait Faik Abasıyanık” ve “Memduh Şevket Esendal“dır.
14. yüzyılda İtalyan yazar Boccacio tarafından yazılan Decameron dünya edebiyatında hikâye türünün ilk başarılı örneği kabul edilir.
Türk edebiyatında hikâye alanındaki ilkler şunlardır:
- İlk hikâye denemesi: Müsameratname (Emin Nihat)
- İlk yerli hikâye: Letaif-i Rivâyât (Ahmet Mithat Efendi)
- Batılı tarzda yazılmış ilk küçük hikâye örnekleri: Küçük Şeyler (Samipaşazade Sezai)
Yeterli Gelmedi mi Hiç Sorun Değil, Aşağıdaki Sayfalarımızla da İlgilenebilirsiniz:))
Klasik tanımlara ve bilgiler çerçevesinde sayfa çok güzel düzenlenmiş ve açık net anlatımlarla paylaşıma sunulmuş. Sanatsal yazın türleri nasıl ki tek daldan ayrışarak günümüze geldi, günümüzde de ayrı gibi görünen türlerin yapı unsur ve özellikleri belirlenerek yeni kulvarlarında gösterilmesi şarttır bence. Bu güne dek, romanı öykünün büyütülmüş yada birleştirilmişi, hikayeyi unsurları ne denli benzeşse de öykünün geçmiş zamanı eskisi ve birbiriyle karıştırılmayacak kadar farklısı, aşıklığı, ozanlığı, şairliği, şiir yazarlığı ve şiir severliği ayrı kategorilerde gördüm ve yorumladım. yorumdan öte iddia ettim. Bu görüşlerimde ısrarcıyım. Hikaye öykü değildir diyor diğerlerinde gördüğüm farklılıkları anımsatıyor saygılar kolaylıklar diliyorum.