TYT Türkçe Deneme Çözümü – 6
1. Bir yargının içinde bir şeyin olmaması, o yargının anlamdan yoksun olduğunu gösterir. Yargının, büyük sözcüklerden oluşması; o cümledeki kelimelerin gösterişli olduğunu, söyleyiş güzelliğinin bulunduğunu belirtir. Bu durumda altı çizili sözle anlatılmak istenen, B seçeneğinde verilmiştir.
Cevap: B
2. Cümledeki deyim, “başkasının onurunu kıracak onu rahatsız edecek sözler söylemek” anlamındadır. B seçeneğindeki “çok ağır konuştuğumu, senin onurunu kırıcı söz söylediğimi” sözü, “yenilir yutulur olmamak” deyiminin kattığı anlamı katmaktadır.
Cevap: B
3. Parçada yazar, okumanın önemini belirtmektedir. IV. cümledeki “ne yazık ki” sözü II. ve III. cümlelerdeki görüşlere karşı çıktığını, insanların okumak yerine televizyon seyretmelerini eleştirdiğini göstermektedir.
Cevap: B
4. Eflatun hakkında yazılmış eserler, onun görüşlerini yorumlayan eserlerdir. Cümle, Eflatunla ilgili yorum içeren eserler yerine Eflatun’u tekrar tekrar okumayı önerir, çünkü her okumada yeni bir şeyler öğreniriz Eflatun’dan. E seçeneği neden “Eflatun’u on kere” okumamız gerektiğinin açıklamasıdır.
Cevap: E
5. III numaralı cümlede gösterdiğimiz çabanın amacının kendi hayatımızı kurmak olduğu açıklanmıştır. IV numaralı cümlede ise işlerin en büyüğünü görmek amacıyla fırsatları beklemememiz gerektiğini anlatıyor.
Cevap: D
6. Bu soruda, “Şairlerin şiirde kullandıkları her sözcük, her imge okurlar için bir işaret taşıdır.” cümlesi ile neyin anlatılmak istendiği sorulmaktadır. Cevap olarak düşündüğümüz yargı, bu cümlenin anlamı ile sınırlı olmalıdır. B, C, D ve E seçeneklerindeki yargılarla bu cümle örtüşmemektedir. Bu cümlede anlatılmak istenen, A seçeneğinde verilmiştir çünkü A seçeneğinde, şairlerin kullandıkları sözlerin (kelimeler, imgeler) insanlara yön veren göstergeler (işaret taşı) olduğu belirtilmiştir.
Cevap: A
7. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak A, B, D ve E seçeneklerinde verilenler doğrudur. C seçeneğinde “III. cümlede kitabın yazarının içtenliğinden söz edilmiştir.”denmektedir. Oysa bu cümlede kitabın yazarının içtenliğinden değil, kitaba konu olan kişinin içtenliğinden söz edilmiştir: “Atilla Dorsay, Rıza Kıraç’ın sorularına verdiği samimi cevaplarla”
Cevap: C
8. A seçeneğinde, Ahmet Haşim ile Yahya Kemal sanat yönünden; C seçeneğinde Enis Behiç’in ilk şiirleri ile Kurtuluş Savaşı yıllarında yazdığı şiirler konu ; D seçeneğinde, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın en önemli yönünün şairliği olmasından söz edilerek; E seçeneğinde Ahmet Muhip Dıranas ile Cahit Sıtkı Tarancı Baudelaire’nin etkisinde kalmaları yönünden karşılaştırılmaktadır. B seçeneğinde ise herhangi bir karşılaştırma yapılmamış, Yakup Kadri’nin eserlerine ait özelliklerden bahsedilmiştir.
Cevap: B
9. II. ve V. cümlelerde, eleştirinin belli ölçütlere göre yapılmasının amacının yapıtla okur arasında bir ilişki kurmak olduğu söylenmektedir. Bu iki yargı yakın anlamlıdır.
Cevap: B
10. C seçeneğindeki “leyleğin” sözcüğünde ünsüz yumuşaması “ömrü” sözcüğünde de ses düşmesi vardır.
Cevap: C
11. E seçeneğindeki “çağırılmadığı” sözü yanlış yazılmıştır. Bu söz, “çağrılmadığı” şeklinde yazılır.
Cevap: E
13. Eş görevli sözcüklerin arasına virgül konacağı için birinci boşluğa virgül, tamamlanmış cümlelerin sonuna nokta konmalıdır. Tamamlanmamış soru cümlelerinden sonra virgül, tamamlanmış cümlenin sonuna nokta konmalıdır.
Cevap: E
14. Bu parçada I, III, IV ve V ile gösterilen yerlere nokta, II ile gösterilen yere iki nokta getirilmelidir.
Cevap: B
16. Kişi isimlerinin yerini tutan zamirlere kişi zamiri denir. A’da “onu” kişi zamiri “kimi” sorusunun cevabı olduğu için belirtili nesne görevindedir.
Cevap: A
17. Belirtisiz isim tamlamalarında sıfat, tamlayanı ya da tamlananı değil, tamlamanın tümünü niteler. B seçeneğindeki “bozuk sokak lambaları” tamlaması bir sıfatla nitelenmiş,belirtisiz isim tamlamasıdır.
Cevap: B
18. I. cümlede “her yaşam” ve “bir gün” sıfat tamlamasıdır.
II. cümlede “yapandır” sözcüğü adlaşmış sıfat-fiildir.
III. cümlede “başkasına” sözcüğü belgisiz zamirdir.
IV. cümlede “kendi yaşamına” tamlamasının tamlayanı “kendi” sözcüğü kişi zamiridir.
V. cümlede “içinde soluk aldığı ister büyük, ister küçük yaşam” sıfat tamlamasıdır, isim tamlaması yoktur.
Cevap: E
19. Bu cümlenin öğeleri E seçeneğinde sırasıyla verilmiştir:
Özne : Sıcak ülkelerde doğanlarla soğuk ülkelerde doğanların, dağlık yörelerde büyüyenlerle ovalık yerde büyüyenlerin, deniz kıyısında yaşayanlarla çölde yaşayanların davranışları, değer yargıları ve kişilik özellikleri arasında birtakım farkların olması (Doğal olan, nedir?)
Yüklem : doğaldır.
Cevap: E
21. I. cümlenin yüklemi olan “cevap veremedim”, birleşik bir fiildir ancak bu cümlede tek bir yargı vardır. Cümlede fiilimsi kullanılmamıştır. Bu nedenle cümle basit yapılıdır.
II. cümlenin yüklemi “lazımdı” adıdır. Burada “lazım” adı ek eylem alarak yüklem olmuştur. Bu nedenle cümle isim cümlesidir. Ayrıca bu cümlede “teşekkür etmek” söz öbeği fiilimsi olduğundan cümlede ikinci bir yargı vardır. Bu nedenle II. cümle birleşik yapılıdır.
III. cümlenin yüklemi “etkileyiciydi” kelimesidir. “Makalen” ise öznedir. Dolayısıyla cümle özne ve yüklemden oluşmaktadır.
IV. cümlenin yüklemi “şüphe etmiyorum” sözcüğü fiildir.Bu cümlenin yüklemi fiil olduğu için cümle fiil cümlesidir.Ayrıca bu cümle, “olduğundan” fiilimsisinden dolayı birleşik yapılıdır. Ayrıca “Artık seni birinci sınıf bir yazar olduğunan” söz öbeği cümlenin dolaylı tümlecidir.
V. cümlede iki yargı “ve” bağlacı ile bağlandığından bu cümle bağlıdır.
Cevap: A
22. A seçeneğinde, “mevcut” ve “bulunmak” sözcüklerinden biri gereksiz kullanılarak anlatım bozukluğu yapılmıştır.
B seçeneğinde, “döşenecek” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Bu sözcük yerine “çekmek” sözcüğü getirilmelidir. “Elektrik hattı döşenmez, çekilir.
C seçeneğinde, sözü edilen takımın hangi takımla beraber kalması gerektiği belirsizdir. Belirsizliği gidermek için “ya da” sözcüğünden sonra “bu takımla” sözü getirilmelidir.
E seçeneğinde, dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Anlatım bozukluğunu gidermek için “boyunca” sözcüğünden sonra dolaylı tümleç (bilgilere) getirilmelidir.”Hayat hikayesi, anlatmakla bitmeyecek kadar uzundu.” cümlesinde anlatım bozukluğu yoktur.
Cevap: D
23. İçinde “ne … ne” bağlacı bulunan cümlenin yüklemi olumludur. V. cümle “Ne benimle ne kardeşlerimle konuştu bizi büyütürken.” biçiminde kurulmalıdır.
Cevap: E
24. “ve bir deftere yazdı” cümlesinde nesne yoktur. Bu nedenle “beğendiği cümlelerin altını yazdı” gibi yanlış bir anlatım ortaya çıkmaktadır. E seçeneği nesne eksikliğini bildirmektedir. Cümle “Kitabı okurken beğendiği cümlelerin altını çizdi ve bunları bir deftere yazdı.” biçiminde kurulmalıdır.
Cevap: E
25. D seçeneğinde “isteğinde” ve “amacı” sözcüklerinin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır.
Cevap: D
26. İletilerin gönderilmesi için kullanılan somut araçlara (defter ya da kitap sayfası, ses dalgaları, bilgisayar ya da televizyon ekranı vb.) “kanal” denir. Bu cümlede sözü edilen tabletler, iletişimin gerçekleşmesinde kanal işlevi görmüştür.
Cevap: B
27. Parçada tarihi metinlerin gelişimi Heredotos, Âşıkpaşazade, Naima gibi örnekler verilerek anlatılmıştır.
Cevap: B
28. Parçada “neşeli güneş” sözüyle kişileştirme yapılmıştır(A). Denize, bahara dair duygulara yer verilmiştir (B). “Bir Boğaziçi köyü”nde geçen çocukluk anılarında söz edilmektedir (C). “dalyan direkleri”, “ağaçlara benzetilmiştir (D). Parçanın anlatımında tanımlamaya yer verilmemiştir.
Cevap: E
29. Paragrafın bütününde Ziya Gökalp’in “Felsefe Dersleri”isimli eserinin tanıtımı yapılmaktadır. I, II, III ve V. cümlelerde eserin bölümleri ve bu bölümlerde yer alan konulardan söz edilirken IV. cümlede konu değişmiş ve psikolojinin tanımı yapılmıştır.
Cevap: D
30. “Şiirlerinin altında imzası olmasa da o şiirler o şairden başkasına ait olamayacağını yüksek sesle haykırabilmelidir.” diyen biri, şair adaylarından öncelikle “özgünlüğü önemsemeleri” ni beklemektedir.
Cevap: E
31. Bu parçanın çeşitli yerlerinde A, C, D ve E’de verilenlere değinilmekle birlikte, bütününde “etkileyici bir konuşma yapmak için nelere dikkat edilmesi gerektiğinden” söz edilmiştir.
Cevap: B
32. Parçada toplumların düşünce anlatma geleneğinden ve bu geleneğin bütün eserleri etkisi altına almasından söz edilmektedir. Parçanın dil ve anlam akışına göre C seçeneğindeki metinlerin toplumun bir parçası olduğu yargısı getirilmelidir.
Cevap: C
33. Bu parçada geçen “Kabalığa kabalıkla karşı koyma eğilimi doğuyor böylece. Bu durum da günlük hayata, bu hayatın diline yansıyor” cümlelerinden ve bu kanıyı pekiştirmek için verilen örnekten, metnin yazarının “günümüz Türkçesinde inceliğin yerini kabalık almıştır” düşüncesini taşıdığı anlaşılmaktadır.
Cevap: A
34. Bu tür sorularda, parçanın bütünü ya da parçadaki bir yargı; seçeneklerdeki bir soru cümlesinin cevabı olur. Soru cümlesi ile cevabın anlam, içerik bakımından örtüşmesine dikkat etmek gerekir. B seçeneğindeki “Kendinizi dil konusunda olgunluğa ulaşmış kabul ediyor musunuz?”sorusunun cevabının, parçadaki “Bu durumda dilimin belli bir olgunluğa ulaştığını söyleyebilirim.” yargısı ile net bir şekilde verildiğini görüyoruz. Tabii ki önceki yargılarda bu soruyu cevaplamak için bir alt yapı oluşturuyor.
Cevap: B
35. Bu parçanın yazarı, biyografi yazarının nesnel ve gerçekçi bir tutum takınması gerektiğini belirtmiş, aksi halde metnin inandırıcılığının ortadan kalkacağını vurgulamıştır.
Cevap: E
36. A seçeneğinde yazabilmek için “gelişkin bir kafa ve birikim gerektiği” söylenmiştir. Parçada böyle bir görüşe yer verilmemiştir.
Cevap: A
37. Parçada birinci cümlede insanın kendini beğenmesinin özünde olduğunu, ikinci cümlede diğer canlılardan zayıf olduğunu, üçüncü cümlede gururlu olduğunu, dördüncü cümlede ise arkadaşlarını küçümseyişini görüyoruz. B seçeneğindeki insanın çevresinden uzaklaşmasıyla ilgili bir yargıdan söz edilmemiştir.
Cevap: B
38. “… surat asarak, lafı kısa kesip …” sözleri deyimdir. Bu sözlerden hareketle B seçeneğindeki yargı söylenir. Giriş cümlesinde yüklem sonda olmadığından bu cümle devriktir. Yani parçada devrik cümle kullanılmıştır. Yazar, konuşma havasında yazdığından D seçeneğindeki yargı söylenir. “Asık suratlı, surat asarak, tatsız, güler yüzle, tatlı” niteleyici sözleri kullanılmıştır. Bu parçada dil şiirsel (sanat) işlevinde kullanılmamıştır. Lirik anlatımlarda ve şiirlerde dil şiirsel işlevde kullanılır.
Cevap: A
39. Parçanın birinci cümlesinde Anadolu’yu belgelere dayandırarak anlattığından, ikinci cümlesinde standart bir dil kullandığından, üçüncü cümlesinde sözcükleri kullanış şeklinden, beşinci cümlesinde ise tarihi metinlere uygunluğundan söz edilmiştir. Anadolu insanını öznel değil, nesnel bir biçimde anlatmıştır.
Cevap:E
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.