Türkçenin Özellikleri
Dil, bir ulusun yarattığı ve yüzyıllar boyu geliştirip zenginleştirdiği ortak eserdir. Ait olduğu ulusun bütün değerlerini ve özelliklerini taşır. Dolayısıyla, her dilin kendine özgü özellikleri vardır.
Türkçenin en belirgin özelliklerini, Batı dilleriyle karşılaştırarak, şöyle özetleyebiliriz:
1. Türçe, dilcileri şaşırtacak ölçüde kesin kurallara bağlı bir dildir. Batı dillerinin tersine, kurallara uymayan istisnalar yok denecek kadar azdır.
2. Türkçede düzensiz eylem yoktur. Bir tek eylemin çekimini öğrenen biri, bütün eylemleri aynı biçimde çekebilir.
3. Türkçe, yapı bakımından eklemeli diller içinde yer alır. Yani, sözcük başına ve ortasına ek gelmez. Yapım ekleri de, çekim ekleri de belli bir kurala ve sıraya göre sözcüğün sonuna eklenir. Bir sözcüğün sonuna hem yapım eki hem çekim eki getirilecekse, önce yapım eki, sonra çekim eki getirilir. Örnek: Koş-uş-tur-uyor-lar-dı
4. Batı dillerinde, bir sözcüğün başında birkaç ünsüz ya da ünlü yan yana geldiği halde (Europe, air, automobil, chateau, chef …) Türkçede sözcük başında yan yana gelen ünlü ya da ünsüz görülmez.
5. Türk, kurt, yurt, ilk, üst, alt gibi pek az istisna dışında Türkçe sözcüğün sonunda da iki, üç ünlü ya da iki, üç ünsüze rastlanmaz. Oysa, Batı dillerinde bu tür sözcük çoktur. Français, Frais, Fardeau, drapeau, franc….
6. Batı dillerinde sözcük içinde yer aldığı halde söylenmeyen sesler de vardır: Frais (fre), drame (dram), état (eta), dans (dan)… Türkçede böyle bir olayla karşılaşmak olanaksızdır.
Dördüncü, beşinci, altıncı maddelerde özetlenen özellikler, Batı dillerinde yazı diliyle konuşma dilinin çok farklı olmasına yol açmıştır. Çünkü, sözcükler söylendikleri gibi yazılmamaktadır. Oysa Türkçe, genellikle söylendiği gibi yazılan ve yazıldığı gibi okunan bir dildir. Buna sesçil dil denilir.
7. Ünlü uyumu Türkçenin en önemli özelliklerinden biridir. Ünlü uyumuna uyan Ural-Altay dillerinin eski ve yeni en büyük ve en eski temsilcisi Türkçedir. Batı dillerinde ünlü uyumu söz konusu değildir.
8. Türkçe, Batı dillerinde rastlanmayacak ölçüde çok ünlü sese sahiptir. Türkçedeki sekiz ünlü ve 21 ünsüzle 21×8=168 değişik ses çıkarılır. Bu da Türkçenin ses ve ezgi zenginliğini sağlar.
9. Türkçede, bazı istisnalar ve yansımalar dışında, f, ğ, h, j, l, m, n, r, z sesleriyle sözcük başlamaz. c, p, s sesleriyle başlayan sözcük sayısıyla pek azdır.
10. Türkçede, sözcük sonunda b, c, d, g sesleri bulunmaz.
11. Türkçe sözcüğün son sesleminde o ve ö ünlüleri bulunmaz.
12. Türkçenin tümce yapısı, özne+tümleç+yüklem, Batı dillerinin tümce yapısıysa özne+yüklem+tümleç biçimindedir. Bir başka deyişle, yüklem, Türkçede tümcenin sonunda bulunduğu halde, Batı dillerinde tümcenin ortasında bulunur.
11.inci maddeyi “Türkçe kökenli sözcüklerde ilk hece dışında ‘o ve ö’ ünlüleri kullanılmaz” olarak değiştirirsek daha doğru bir tanımlama olacaktır.
Bir de evet, Türkçe “genellikle” yazıldığı gibi okunan ancak tamamen öyle olmayan bir dildir. Güzel tanımlamışsınız. Birkaç örnek vermek istiyorum:
“Geleceğim” yazılır “gelicem” okunur
“gelecek misin” yazılır “gelicek misin” okunur
“bayağı” yazılır “baya:” okunur
“ağır” yazılır “a:r” okunur.
“çıkacağım” yazılır “çıkıcam” okunur.