Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı – Ferit Edgü
1.KİTABIN KONUSU:
İstanbulun kıyı semtinde yaşayan alt tabaka insanlar.
2.KİTABIN ÖZETİ:
Yazar Çakır’ın öyküsünü yazmaktaki sorunlarını dile getiriyor. Onun öyküsünü yazmak istiyor ama yazamıyor. Çünkü, kendisini yazar olarak yetersiz görüyor. Tanrı herkesi yazar olarak yaaratmıyor(kör, topal ve sakat yaratmadığı gibi). Ayrıca eleştiri almaktan da korkuyor.
Çakır anasız babasız bir kamburdu. Yalnızlık, yoksulluk ve acı çekmeyi umursamıyordu. Çünkü kendine atlarıyla bir hayat kurmuştu. Ahırda yatıp kalkıyor. Çakırın öyküsünü onun hiç olmayan resimlerini tasvir ederek başlıyor ve otuz bir adet resmi böyle tasvir ediyor.
Bu öyküyü ona vapurda kitap okurken bir yaşlı adam anlatıyor. Sonra ona Kıni’nin öykü anlatıyor. Daha sonra bir kahvede de karşılaşıyorlar.
Esat ve Kıni dereden yürüyerek yukarıda bir eve gidiyorlar. Esat Kniden bir şey saklıyor ama söylwemiyor. Sadece gideceğini söylüyor. Esat Kıni’nin kızkardeşine aşık ve aralarında ilişki geçiyor. Kıni elinin ayasını kesiyor. Esat’da aynı şeyi yapıyor ve birbirlerinin kanlarını emerek kan kardeşi oluyorlar. İkisi Fethi Baba ile gizli işler yani esrar satıcılığı yapıyorlar. Fethi Baba acımasız biri. Esat kaçıyor ama açlıktanm ve yorgunluktan büyücü Canan’ın evine sığınıyor. İki gün onu ölümden döndürmekle uğraşıyor ve Zehra’yı bulmaya gidiyor. Zehra’yı getirdiğinde Esat’I kanlar içinde buluyor. Yanında da Fethi Baba’nın cesedi, Kıni kan kardeşi olan Esat’ın öcünü almış oluyor. Zehra olayın şokundan kurtulamıyor. Olay gazetelere “İt iti boğdu!!!” manşeti altında yansıyor. Polisler olayın ardına düşme ihtiyacını duymuyorlar.
3.KİTABIN ANA FİKRİ:
1950’lerin başlarında, İstanbul’un bir kıyı semtinde, yaşam savaşı veren alt-tabaka insanlarının, birbiri içine girmiş yaşamlarının ve ölümlerinin öyküsü.
4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Kitapta geçen herşey olayları tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Esat’ın o çirkef yaşamdan ayrılıp gitme isteği onun durumunda olan birçokı kişide var ama o bir cesaret gösteriyor ve onun Zehra ile olan ilişkisi ve birbirlerine kavuşamamaları hayatımızdaki olağan şeyler.
Çakır: Hayattaki bir çok zevkleri aşmış yalnız olamsına rağmen bunu atlarla gideren insanlardan uzak bir kişi. Onun böyle olmasını sağlayan etkenlerin başında kambur ve öksüz olması gelmektedir. Her ne kadar insanlkardan uzak yaşasa da içindeki insan sevgisi diğer insanlarınkinden daha yücedir.
Esat: Kankardeşinin kızkardeşi ile olan ilişkisi ve kendisini bu aşktan bir türlü kurtaramaması onu çaresizlik içinde bırakıyor. Yaşadığı yaşamdan hiç bir zevk alamıyor. Romanda yazarın da betimlediği gibi Esat aslında temiz bir yaşamın hayallerini taşımaktadır.
Kıni: Esat’ın bu ilişkisinden haberi olmasına rağmen aşka saygı duyuyor ve Esat’a karşı hiç bir soğuk davranışta bulunmuyor. Hatta onunla kankardeşi oluyor. İçnde bulunduğu düzene karşı bir insan portresi çiziyor.
Fethi Baba: Çevresindeki genç insanları kullanarak pis işler çeviren alçak bir insandır. Başka insanları kullanması onu korkak birisi haline getiriyor.
Canan: Herkes onu kötü bir büyücü olarak bilmektedir fakat o insanlara yardım etmek isteyen iyi birisidir.
5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Toplumun sadece magazin haberlerinde gördüğümüz üst düzey sosyetelerden oluşmadığını ve alt tabaka insanların acılarına da dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kitap sık sık yer yüzünde yaşayan bütün insanların eşit olduğunu vurgulamakta bunula da okuyucusuna mesajlar veriyor. Ayrıca yazar hiç olmayan bir kişinin olmayan resimlerini tasvir ederek alışılmadık bir roman sunuyor.
6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
1936’da istanbul’da doğdu. İstanbul güzel sanatlar akademisi resim bölümünde başladığı eğitimini Pariste sürdürdü.(1959-1964). 1977’den beri ada yayınlarını yönetiyor. Şiiirler yazdı yayınladı(1952-1953). İlk öyküsü Yeni Ufuklar Dergisinde çıktı(ocak 1954). Öyküleri: Kaçkınlar, Bozgun, av, Bir Gemide, Çığlık, Binbir Hece, Doğu Öyküleri. Romanları:Kimse, O. Şiirleri: Ah Min-El Aşk. Denemeleri: Ders Notları, Yazmak Eylemi. Şimdi Saat Kaç, Seyir sözcükleri.
1970 yılında Türk Dil Kurumu deneme ödülü kazandı. O adlı romanı sinemaya uyarlandı. 33.Berlin Film Festivalin’de ve 2. Akdeniz Kültürleri Film Festivalinde ödüller aldı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.