Divan Edebiyatı Ders Notları
Ekte ki Dosyanın İçeriğinden Bir Kısmının Görünümü:
DİVAN EDEBİYATI
Osmanlı ülkesinde, özellikle medreseden yetişen aydın kimselerin Arap ve Fars edebiyatlarını örnek alarak oluşturdukları yazılı edebiyata, “divan edebiyatı” adı verilir. XIII. yy’dan XIX. yy’ın ortalarına kadar süren divan edebiyatı, adını, şairlerin şiirlerini topladıkları “divan” denilen kitaptan almıştır. Divan edebiyatının tarihsel gelişmesi dört dönemde incelenebilir:
Kuruluş dönemi: Geçiş dönemi; olgunluk dönemi; çöküş dönemi.
KURULUŞ DÖNEMİ (XIII. yy.-XV. yy’ın ilk yarısı) Bu dönemde Sadi, Feridettin Attar, Nizami gibi İranlı şairlerin yapıtları Türkçe’ye (Osmanlıca’ya) çevrildi. Bu çeviriler, biçim ve öz bakımından yeni bir edebiyat geleneğinin kurulmasına ön ayak oldu.Gülşehri, Hoca Dehhani, Nesimi, Ahmet Dai, Kadı Burhanettin, Şeyhi gibi şairler, bazen din dışı konuları, çoğunlukla da, çeviri yapıtların etkisiyle, tasavvuf konularını işlediler.
GEÇİŞ DÖNEMİ (XV. yy’ın ikinci yanst-XVI. yy’ın baş¬lan): Saray ve çevresinde oluşan divan edebiyatı, bu dönemde özellikle belirli bir sınıfın (saray ve çevresi) edebiyatı olma niteliği aldı. Seçtikleri konular, genel eğilimleri, dilleri ve dünya görüşleri, şairleri bu sınıfın hizmetine soktu. Saray ve çevresinden yakın ilgi ve destek gören, ama topluma açılmayan divan edebiyatı, resmi bir edebiyat, daha doğrusu bürokratik bir edebiyat kimliğine büründü. Ahmet Paşa, Necati şiir alanında, Mercimek Ahmet, Âşıkpaşazade ve Sinan Paşa düzyazı alanında başarılı yapıtlar ortaya koydular.
OLGUNLUK DÖNEMİ (XVI. yy’ın başları-XVIII. yy’ın ikinci yarısı): Bu dönem, Fars edebiyatı etkilerinin en aza indiği, divan şairlerinin ve yazarlarının kendi kişiliklerini, yaratıcılıklarını en iyi biçimde gösterdikleri dönem olarak kabul edilebilir. Divan şair ve yazarları bu dönemde, etkilenme ve esinlenme yerine, özgün yapıya yöneldiler; biçim ve içerikte bazı yerli öğeler oluşturdular. Şairlerin bazıları (özellikle Şeyh Galip), “Sebk-i Hindi” akımını tanıttılar ve bu akıma uygun şiirler yazdılar. Sabit ve Nabi’nin başlattığı “yerlileşme”yse, Nedim’de ve onu izleyenlerde belirli bir bütünlük kazandı. Bu dönemin şairleri arasında Fuzuli, Hayali, Baki, Bağdatlı Ruhi, Taşlıcalı Yahya, Naili, Nabi, Nef’i, Nedim, Şeyh Galip, Koca Ragıp Paşa, yazarları arasındaysa Sehi Bey, Âşık Çelebi, EvliyaÇelebi, Kâtip Çelebi, Peçcvi, Naima, Koçi Bey, Veysi, Nergisi, Yirmisekiz Mehmet Çelebi, vb. sayılabilir.
Dosyanın Tamamını İndirmek İçin Tıklayın
Abdullah KARAATMACA
çok iyi olmuş bilgileri tam anlamıyla verdiğiniz için teşekkür ederim 🙂