Karadut Gerçeği – Can Dündar
Dosyanın İçeriğinden Bir Bölüm:
KARADUT GERÇEĞİ
Yüzyılın Aşkları “KARADUT” gerçeği
1949’da bir gün İstanbul Büyük Kulüp’teki bir toplantıda, davetliler Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir şiir okumasını istediler.
Eyüboğlu ayağa kalktı ve Karadut’u okumaya başladı:
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın…
Bedri Rahmi, şiiri okurken aniden gözlerinden yaşlar süzüldü.
Salondaki herkes niye ağladığını anlamıştı; tabii herkesten çok, hemen yanı başındaki karısı Eren Eyüboğlu…
Çünkü şiirde
“kadınım, kısrağım, karımsın“
dediği kadın, karısı değildi.
Bu şiiri 3 yıl önce, bir başka kadın için yazmıştı:
Mari Gerekmezyan…
“Kara saplı bıçak gibi”
Mari, Bedri Rahmi’nin asistanlık yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelmişti.
O dönem askerliğini yapmakta olan şair – ressamın sinesine,
“kara saplı bir bıçak gibi“ saplanmıştı.
Mari, Bedri Rahmi’nin bir büstünü yapmıştı. Bedri Rahmi bu büstü, Mari’nin çeşit çeşit portresiyle ve ona yazılmış şiirlerle yanıtlamıştı.
Artık aşklarından bütün İstanbul haberdardı. Bedri Rahmi, sanatında tam bir patlama yaşıyor,
Eren Eyüboğlu ise sabırla eşinin kendisine dönmesini bekliyordu.
Yorgun yürek “Karadut”, 1946’da menenjit tüberküloz kaptı.
İyileşebilmesi için antibiyotik lazımdı.
Savaş yeni bitmişti ve ilaç ateş pahasıydı.
Bedri Rahmi, genç sevgilisine ilaç alabilmek için
tablolarını elden çıkarmaya başladı.
Ancak bu çabalar da sonuç vermedi ve
o yıl İstanbul Alman Hastanesi’nden
Mari Gerekmezyan’ın ölüm haberi geldi.
Bedri Rahmi yıkılmıştı.
Sevgilisini sonsuzluğa uğurladıktan sonra keder içinde eve döndüğünde kendisini teselli eden, yine eşi Eren olacaktı.
O dönem içkiye başladı ünlü şair…
Aşağıdaki şiir, o dönemin ürünüdür:
Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim, yoruldu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.