Batı Edebiyatı ve Edebi Akımlar – 10
BATI EDEBİYATI VE EDEBİ AKIMLAR
SÜRREALİZM ( GERÇEKÜSTÜCÜLÜK )
Dilimize “gerçeküstücülük” terimiyle çevrilen sürrealizm sanata, gerçeğin üstünü, ötesini, dışını değil; üst gerçeği (sanatçının daha önemli bulduğu bir gerçeği, gerçekliği) anlatmaya çalışır.
20. yüzyılın sanat akımı olan sürrealizm, bu “üst gerçeği”, “bilinçaltı” olarak belirler. Çünkü Sigmund Freud’un insanın bilinçaltına yönelik açıklamaları, sürrealizme kaynaklık etmiştir.
Freud’a göre insan “akıl”la “alışılmış”la davranışlarını sınırlamış ve gerçekliğini ortaya koyamamıştır. İnsanın rüyada ve sanrılık halindeki akıl ve mantığın denetiminden kurtulmuş halini ele alan Freud, insanın gerçek olarak anlaşılması için, aklın, mantığın, geleneklerin etkisinden kurtulması gerektiğini belirtir.
Sürrealistler de bilinçaltının karanlık ve karmaşık dünyasını sanata yansıtmak istemiştir.
Bir ruh doktoru olan şair, A. Breton, sürrealizmin ilkelerini “Birinci Sürrealizm Monfestosu” adlı eserinde açıklamıştır.
Özellikleri
- Bilinç ve akıl değil, bilinçaltı temel alınmıştır.
- Bilinç durumundan çıkarak (ipnoz durumu) hiçbir şey düşünülmeden ve tasarlanmadan yazmak yöntemi benimsenmiştir.
- Gülmenin insanı ikiyüzlülükten kurtaracağını söyleyen sürrealistler, mizaha ve espriye önem verirler.
- · Sanat yapıtlarının iradi değil, çağrışımsal ve ruhsal otomatizm ürünü olduğunu göstermek için “rüya öyküleri”, ”ipnotizmada sorulara verilen yanıtlar”, “ruhsal otomatizm yazıları” gibi yöntemler kullanılmıştır.
- · Akıl ve mantıkla şiirin bulunmadığına inanılmış, dış gerçeklik nesnel bağlantılarını kaybetmiş, imajlarda “olmazlar olur” yapılmıştır.
- İç akışı engellediğine inanıldığından noktalama işaretleri kullanılmamıştır.
-
Gelenek, görenek ve törelerden, bunların sınırlayıcılığından kaçınılmıştır.
·ANDRE BRETON (1896-1966)
·LUİS ARAGON
·PAUL ELUARD, (1895-1952)
Edebiyat hayatına dadacılarla girmiş, sonra sürrealizmi benimsemiştir.
·PERET
Türk Edebiyatı’nda Garip şiir akımının kimi şiirlerinde bu akımın izleri görülmektedir. Ayrıca günümüz çağdaş şairlerinden Cemal Süreya, İlhan Berk, Ece Ayhan, Edip Cansever, Turgut Uyar yer yer üstgerçekçilik izleri taşır (II. Yeni şairleri)
EGZİSTANSİYALİZM
( VAROLUŞÇULUK )
Var olmanın özden önce geldiğini ileri süren egzistansiyalizmin tarihsel kökleri oldukça eskilere gider. İnsanın kendi varlığını, kendisinin yarattığını ileri süren bir öğretidir bu. Varoluşçuluğun bir sanat akımı olarak biçimlenişi, bu öğretinin etkisiyledir.
Egzistansiyalistlere göre tüm varlıklar var oluşlarından önce gerçekleştirilmişlerdir. Bu nedenle örneğin ağaç ağaçlığını yapamaz artık; ama insan kendini yapabilir. İnsan kendi özünü oluştururken yalnızdır ve özgürdür. Bu özünü oluşturma süreci seçeneklerle doludur. İnsanın karşı karşıya kaldığı bu seçme durumu ona yoğun sorumluluklar yükler ve bu da kişiyi bunalıma düşürür.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra J.Paul Sartre ile gittikçe güçlenen bu akım, Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım” görüşünü tersine çevirerek “Var olduğum için düşünüyorum” tezine ulaşır ve özgürlüğü kısıtlayan hiçbir engeli tanımaz.
İnsana büyük değer veren varoluşçular insana yapılan haksızlıklardan herkesi sorumlu tutarak egzistansiyalizme toplumcu bir özellik kazandırırlar.
·J.P.SARTRE (1905-1980) ROMAN, ÖYKÜ, OYUN
BULANTI, AKIL ÇAĞI(ROMAN), SİNEKLER,
MEZARSIZ ÖLÜLER(OYUN)…
·ALBERT CAMUS (1913-1960) ROMAN, ÖYKÜ, OYUN
YABANCI, VEBA, DÜŞÜŞ, MUTLU ÖLÜM
·FRANZ KAFKA (1883-1924) ROMAN, ÖYKÜ
Çekoslovak yazardır. Ölüm, intihar gibi temaları çok işler.
DAVA, ŞATO, YİTİK, DEĞİŞİM, ÇİN SEDDİ…
·ANDRE GİDE (1869-1951)
Fransız edebiyatının ünlü deneme ve roman yazarıdır. 1947 Nobel kazanmıştır. Sanat eserlerinde biçime önem vermez.
ECİNNİLER, KALPAZANLAR, DAR KAPI, DÜNYA NİMETLERİ…
·KARL JASPERS
FÜTÜRİZM ( GELECEKÇİLİK )
Yaşamda her şeyin sürekli hareket durumunda olduğundan yola çıkarak, sanatında bu harekete uyması gerektiğini ileri süren bir akımdır.
Fütürizmde geçmişin tüm sanat kuralları bir yana bırakılarak, hayatın dinamizmine, yaşamın sürekliliğine uygun yeni biçimler aranmıştır. Dinamizmi, hızı, makineyi, şiire sokmak amacı güdülmüştür. Atılganlık, gözü peklik ve çalışmanın kutsallığı savunulmuştur. Şiirde geleneğe bağlı tüm öğeler, şiir birimi, ölçü, uyak atılmış; özgür şiir biçimi kullanılmıştır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.