Custom Search

9. Sınıf 4. Ünite – Kelimede Anlam ve Kavram

19 Aralık 2013

9. SINIF- 4. ÜNİTE–KELİMEDE ANLAM VE KAVRAM–

HAZIRLIK:

 1.Geçmiş yıllarda kelimenin yapısı ile ilgili öğrendiklerinizi tekrarlayınız.
Tahtada şema olarak gösterilecektir.

2.Dilin anlamlı en küçük birimi nedir?
Dilin anlamlı en küçük birimi kelimedir.
3. “Kelebek” kelimesini duyunca Türkçe bilen herkesin zihninde niçin aynı şekil oluşur?
İnsanlar arasında iletişim kurmanın en kolay yolu dil göstergeleridir. Dil göstergelerinin en önemlisi de kelimelerdir. Her kelime söylendiğinde zihnimizde canlana ilk şey o kelimenin anlamıdır. Her kelimenin çağrıştırdığı bir ilk anlam vardır. Kelim söylendiği ( telaffuz edildiği) vakit bu anlam zihinde canlanır. Halkımız o varlığa özelliklerinden dolayı “Kelebek” ismini vermiştir. Kelimeyi duyunca çiçekten çiçeğe uçan o sevimli ve küçük varlığı hatırlarız.

4. Kelebek kelimesinin yazılışı, ses olarak karşılığı ve kelebek şekli arasında ilişki nasıl
kurulmaktadır?

Harfler seslerin sembolleridir, şekille ifadesidir. K-e-l-e-b-e-k sesleri bir bütün olarak “KELEBEK” kelimesini oluşturmuşlardır. Dolayısıyla  bu sesler kelebeğin sembolleridir. Bu semboller söylendiği zaman kelebek varlığı zihnimizde canlanır.

5.Sözlük anlamı aynı olan kelimeler her cümlede birbirinin yerine kullanılabilir mi? Niçin?
 Bu tür kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Her ne kadar aynı anlama gelse de aralarında  az da olsa anlam farkı vardır. Dolayısıyla, birbirinin yerine kullanılamaz. Aynı zamanda kelimelerin gerçek anlamlarının yanında mecaz anlamları, yan anlamları da vardır. Özellikle mecaz anlamda kullanıldığında kelime değiştirildiği zaman anlamda değişme olur, anlam  bozulur. Aynı zamanda kalıplaşmış ifade şeklinde kullanılan kelimeler (örnek:deyimlerde, atasözlerinde)  değiştirilemez.
Örnek: “Ak akça kara gün içindir” atasözünü “Beyaz para siyah gün içindir” şeklinde söyleyemeyiz.

Al elma, yeşil elma/ Dalda uyu mışıl elma/ Bugün yâri görmedim/  Başka gönle taşıl elma”

(Altı çizili kelmenin yerine –kırmızı- kelşimesini koyamayız) Farklı örnekleri de sizler bulun…

6.Metnin özelliğine göre kullanılan kelimeler de farklılık gözlenir mi? Düşüncelerinizi
söyleyiniz.

Oluştturulmak istenen metnin özelliği ne ise ona göre kelimelerin, kavramların kullanılması, seçilmesi gayet normaldir. Metinlerin özelliğine göre kullanılan kelimelerde farklılıklar olur. Şiirsel metinlerde (sanat metinlerinde) kelimeler kendi anlamlarının dışında başka anlamlara gelecek şekilde de kullanılırlar. İstiklal Marşını ele alın: İlk kelime “KORKMA” dır. Korkunu ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Kaçmak, pısmak, ürkmek gibi hoş olmayan anlamalara gelir. Fakat İstiklal Marşında “endişelenme, kaygılanma” gibi asil bir duygu anlamında kullanılmıştır. Çok sevilen birisinin bize bir görev vermesi, bizim de o görevi yerine getirememekten dolayı yaşadığımız eziklik duygusu gibi bir endişe… Daha sonra “yüzmek, sancak,ocak” gib kelimeler, asıl anlamlarının dışında kullanılmıştır.

* Metne göre kelimelere anlam veren nedir?
Dil doğal seyri içerisinde gelişir. Dolayısıyla dışarıdan bir müdahale olmaz. Yaşadıklarımız, karşılaştıklarımız, arzularımız, beklentilerimiz, ideallerimiz hayatı şekillendirir, Şekillene bu hayat da dil göstergelerini yani kelimeleri ortaya çıkarır. Dolayısıyla kelimeler anlam veren hayatın kendisidir.

* Bir varlığın veya kavramın ifade edilebilmesi için insanların hayat içerisinde kalarak bizzat o varlığı görmeleri veya durumu yaşamaları niçin gereklidir?
Öğrenmenin en kestirme yolu görmek, yaşamak, tecrübe etmek, duymaktır. Görmediğimiz, duymadığımız bir varlığın tanınması, bilinmesi mümkün değildir.Türkiye ikliminde PENGUENLER yaşamıyor. Birtakım belgeseller olmasaydı veya coğrafya gibi bilim dalları olmasaydı bizlerin onu tanıması mümkün olmayacaktı.

O halde çevremizdeki varlıkları, nesneleri, kavramları, kısacası her şeyi tecrübe ederek, duyarak, görerek öğreniriz. Kitapta kelebek örneği verilmiş. Eğer kelebeği görmemişsek, duymamışsak  sadece “KELEBEK” kelimesinden onu tanımamız mümkün olmayacaktı. Aynı zamanda her kelimenin anlamını ilk anda bilemiyoruz ve bunun için sözlükleri karıştırıyoruz. Örnek: “SERENAT” kelimesinin ne olduğunu bilen var mı? (Sınıfa sorulacak) Her varlık, kavram ve durumlar için de aynı şeyler geçerlidir.
Örnek: Kitaptaki 1. ETKİNLİK sınıfta tartışılacak. Sonuç yazılacak.

Evrendeki her varlık, kavram, nesne, durum için mutlaka birtakım semboller üretilir. Hiçbir varlık bu kuralın dışında kalmaz. Deve, canlı bir varlıktır. Onu için de “DEVE” sembolü üretilmiştir. Tabi ki bunun nasıl üretildiğini tartışamayız. (Nedensizlik ilkesi) . Bu semboller de zamanla zihnimize yerleşir ve zihnimizde bir kavramın oluşmasını sağlar. Bizler de bu şekilde o varlığı, nesneyi, durumu tanırız, öğreniriz. Seslerin oluşturduğu o semboller zihnimizde çağrışımları oluşturur.
Gül kelimesini duyduğunuzda aklınıza ilk gelen varlık nedir?
Bu kelime çeşitli kavramlar çağrıştırabilir. Ama genellikle aklımıza ilk gele kırmız renkli taç yaprakları olan ve çok sevilen bir bitki, çiçektir. Bazı kişiler için de farklı anlamlara gelebilir. Örenğin, Hz. Peygamberimiz ya da  GÜL isimli bir kişi  Ama ilk aklımıza gelen kavram “GÜL” kelimesiyle anlatılan varlıktır yani kırmızı yapraklı bitkidir. Farklı metinlerde farklı anlamlarda kullanabiliriz
 2. Etkinlik Tablosu sınıfta incelenecek.

Siz de başka kavramlarla benzer bir alıştırmayı aşağıdaki tabloya yazınız.(Sınıfta uygulanacak)
3. Etkinlik
**Varlık- Ses Karşılığı (sembol veya simge)- Gösterge- Kavram

 

**Varlıkları, nesneleri, durumları tanımadan kavramları oluşturamayız. Önce varlığın kendis tanınmalıdır sonra o varlığın ses karşılığı olması gerekir.

Kavramların oluşması için önce varlığın kendisi sonra onun ses karşılığı olması gerekir. Yani

**Kavramlaştırma yaparken   her duyduğumuz  kavramı görmek zorunda değiliz. Bazı kavramları somut bir şekilde göremeyiz. Soyut kavramların gözle görülebilir karşılığı olmaz. Onları sezgilerimizle iç dünyamızla, duygularımızla kavramlaştırabiliriz.

 4. Etkinlik
Aşağıdaki yazılardan anlamlı olanlarını işaretleyiniz.
tah ( )          ağaç ( X )                 tö ( )          zu ( )                          elma ( X )
ev ( X )      kuraklık ( X )           fü ( )          üş ( )                         araba ( X )
“Çizgili elbisesini çıkarıp tahta sandalyeye oturdu.” cümlesinde anlamı ve görevi
olan ses birliklerini aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
Çizgi            elbise       çık        tahta     sandalye       otur

**Karınca” kelimesini duyunca karıncanın hangi özellikleri zihninizde canlanır? Aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
“Karınca” kelimesini duyunca her şeyden önce tanıdığımız, bildiğimiz o küçük canlının şekli aklımıza gelir.
“Karınca gibisin” dendiğinde bağlama göre çok çalışkan anlamı da vardır, çok zayıf ve küçük anlamı da vardır. Hatta boyundan, gücünden büyük işlerle uğraşan anlamı da çıkabilir.

“ Karınca kararınca geçinmek”. Bu deyimde ise çok az bir gelire sahip olduğu halde kanaatkar bir tavır anlamında kullanılmıştır.

5. Etkinlik
“Beyaz-ak” örneğinde olduğu gibi aynı anlamda veya yakın anlamda olan kelimeler belirleyip aşağıdaki satırlara alt alta yazınız.

Kara- siyah: Üzerine siyah bir elbise giymişti.  Ocağın çıkardığı isten üstü başı kapkara olmuştu.
Al- kırmıızı: Yeleleri al bir ata binmişti.   Kırmızı bir araba almaya gitti.
Güç- takat:  Bu olay bütün gücünü alıp gitmişti. Dayanacak takati kalmamıştı.
Güç-zor: Yaşadıklarından sonra çok güç ikna olmuştu.  Zor bir işe girmişti bu yıl.

Defterinize “büyük-yüksek” ve “ulu-uzun” kelimeleriyle birer cümle yazınız
Çok büyük ve yüksek bir binayla karşılaştım. Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar.
Tokat Kalesi, yüksek bir tepenin üzerindedir. Yükselmenin sınırı yoktur.

Ali Paşa Camisi’nin avlusundaki ulu çınar bir tarihtir aynı zamanda. Büyük konuşma!

Gaziosmanpaşa Lisesini koridorları hem uzun hem de incedir.

Aşık Veysel “Uzun ince bir yoldayım” derken hayatın bütün renklerini bu mısraya sığdırmıştır..

Kelimeler kullanıldıkları yere göre farklı anlamlar kazanabilirler. Bu anlamlar gerçek, yan mecaz olabilir. Bilhassa  mecaz anlamlı kelimelerin yerine bir başkasını koymak mümkün değildir.

ANLAMA VE YORUMLAMA
** Kelimeler, niçin her cümlede sözlükteki anlamında kullanılmaz? Kelimelerin farklı değerler kazanması dilin hangi özelliğini gösterir? Aşağıda boş bırakılan yere yazınız
                Her kelimenin gerçek, yan ve mecaz anlamlı özellikleri vardır. Duruma göre aynı kelimeyi farklı anlamlarda kullanabiliriz. Anlatacağımız konu, aktaracağımız duygu ne ise ona göre kelimelere farklı anlamlar verebiliriz. O yazıyı yazma amacımız bunları belirler.

“Hayat ve Kelimeler” adlı metinde kelimelerin nasıl anlam kazandığı anlatılmaktadır. Metinden çıkardığınız sonuca göre “kelime ve anlam” konusunda bir yazı yazınız.

Dilin özelliklerinden bir canlı oluşudur. Kelimeler, dili göstergeleridir Yani dilin bir parçasıdır. O halde kelimeler de zamanla veya durumlara göre bazı değişiklikler yaşayacaktır. Bu değişikliklerin en önemlisi anlam yönünden olanıdır. Asıl anlamlarının dışında zamanla yeni anlamlar kazanabildikleri gibi aynı anlamda birkaç kelime de kullanılabilir. Bu özellikler hem kelimenin kendisine ait olabilir, hem de diğer kelimelerle olan anlam ilişkisini gösterebilir. Burada kelimelerin anlam özelliklerinin yanı sıra kelimeler arasındaki anlam ilişkileri de önemlidir. Kelimeler tek başlarına anlamlı olabildikleri gibi cümlede veya söz içinde kullanılışlarına göre yeni anlamlar da kazanabilirler, aralarında anlamdaşlık sesteşlik gibi ilişkiler de barındırabilirler. Başka kelimelerle bir grup oluşturup yepyeni bir anlam kazanabiliri.

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1.Yakın anlamlı kelimeler niçin birbirinin yerine kullanılamaz?

Her ne kadar anlamca yakın olsalar daralarında anlam farklılığı vardır. Bu yüzden birbirlerinin yerine kullanılamazlar.

ÖRNEKLER: Sınıfta uygulanacak.

Göndermek-yollamak, çevirmek- döndürmek, söylemek-demek-konuşmak,   istemek – dilemek,   usanmak-sıkılmak,  eş – dost – ahbap,  çekinmek – kaçınmak,  beklemek – durmak,  küsmek – gücenmek – darılmak,  uğraşmak – didinmek, uyumak-yatmak, savaş-kavga, sonuç-kara, rahat- huzur gibi…
 2.  Kavramlaştırma (soyutlama) nasıl oluşur?
•Kavramlaştırma:
Bir varlığı, olayı, duyguyu ve düşünceyi seslerle (kelimelerle) sembol, simge hâline getirmektir. İnsanlar; varlıkları, duygu ya da hayalleri, ses bileşenleri yardımıyla sembolleştirir. Bu semboller yardımıyla zihnimizde kavramlar oluşturulur. Kavramlaştırma, var olandan hareketle gerçekleştirilen bir tür soyutlama sayılır. Daha sonra bunu anlamlandırmaya çalışırız. Bu durumda  kavram bir taraftan ses sembolüne, gösterilene, öte taraftan adlandırılacak hususa (göndergeye) bağlıdır. Bu yönden bakıldığında dildeki kelimeler; nesne, olay, duygu veya düşüncelerin sembolleri, simgeleridir.

3. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri doldurunuz.
• Kelimede anlam  varlığı zihinde canlandırma, kavramlaştırma  ile oluşur.
• Kelime ile anlam arasında  simgesel  bir ilişki vardır.
• Dilin anlamlı en küçük birimine kelime denir.

4. Aşağıdaki cümlelerin başına, verilen bilgiler doğru ise  “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
-D,     -Y,         -D
5. Aşağıdakilerden hangisinin ses bileşimi ile simge hâline getirilmesi kelimeyi oluşturmaz?

A) Olay       B) Varlık      C) Müzik      D) Duygu     E) Hayal

CEVAP:A

Gönderen: Mehmet COŞKUN

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.